11. Hukuk Dairesi 2016/7958 E. , 2018/1446 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ...ce verilen 04.03.2016 tarih ve 2014/425-2016/173 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ... bünyesinde 20 ayrı dağıtım bölgesi oluşturularak hisselerin tamamı .... ait olmak üzere ayrı dağıtım şirketleri kurulduğunu, bu şirketlerden birisinin de ...illerini kapsayan müvekkili ... olduğunu, davalı ile müvekkili arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme ile sözleşmenin yapılmasından önceki dönemde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerden doğan sorumluluğun ... olduğunun düzenlendiğini, müvekkili şirket kurulmadan önce dağıtım sistemini .... işlettiği 17/09/2000 tarihinde meydana gelen bir iş kazası sonucunda dava dışı .... tarafından iş kazası neticesinde ödenen tazminatın rucuen tazmini için müvekkiline dava açıldığını, davada müvekkili aleyhine tazminata hükmolunduğunu, Yargıtay incelemesinden geçerek hükmün kesinleştiğini, 03/06/2011 tarihinde taraflarınca 54.917,60 TL ödendiğini, ileri sürerek ödenen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini iştemiştir.
Davalı vekili, hisse satış sözleşmesi ile davacı şirketin dava dışı şirkete hisseleri devredildiğini, bu sözleşme ile ayba karşı tekeffül dahil olmak üzere müvekkiline hiçbir şekilde başvuru yapılamayacağının düzenlendiğini, ayrıca işletme hakkı devri sözleşmesininde müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için davanın müvekkiline ihbar edilmesi gerektiğini ve zararın üçüncü bir kişiye verilmesi gerektiğini, oysa burada zararın davacı çalışanına verildiğini, bu nedenle işletme hakkı devri sözleşmesinde belirtilen şartların oluşmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın İHDS"nin 7.2 ve 7.4. maddesine göre davacı tarafça davalının sorumlu olduğu döneme ilişkin açılan dava sonucu .... 2006/168 Esas 2009/717 Karar sayılı dosyasına yapılan ödemenin 54.670,17 TL ve 247,45 TL onama ilamı harcı olmak üzere toplam 54.917,62 TL"lik kısmından sorumlu olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
-/-
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.813,52 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27.02.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
.....
KARŞI OY
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde .... tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı ....ile ... özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiye"deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı ... ait olmakla birlikte, .... ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
... tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı ... ait olmak üzere 30/10/2009 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı ....i A.Ş"ye devredilerek 30/10/2009 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 30/10/2009 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 16/09/2009 tarihinde yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında 30/10/2009 tarihinde . .... tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle .. . özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
-/-
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ..... geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 30/10/2009 günlü Hisse Satış Sözleşmesi"nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 30/10/2009 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve .... ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 30/10/2009 tarihi öncesi, yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ... dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 30/10/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilanço karşısında davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 30/10/2009 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 30/10/2009 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen dava konusu ödemeden dolayı, 30/10/2009 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddiyle yazılı gerekçe ile kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.