Esas No: 2021/1840
Karar No: 2022/2850
Karar Tarihi: 09.03.2022
Danıştay 6. Daire 2021/1840 Esas 2022/2850 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/1840 E. , 2022/2850 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/1840
Karar No : 2022/2850
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Antalya ili, Konyaaltı ilçesi, … mahallesi, (önceki … ada, … parsel) … ada … ve …parsel sayılı taşınmazın imar planında "ilköğretim okul alanı" olarak belirlenmesine rağmen bugüne kadar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmadığından bahisle meydana geldiği ileri sürülen zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL tazminatın (ıslah ile birlikte 648.531,79-TL tazminatın) mülkiyet hakkı kısıtlandığından bahisle el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…, sayılı kararda; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00-TL'nin dava tarihi olan 23/11/2018 tarihinden, ıslah ile talep edilen 638.531,79-TL'nin ise ıslah tarihi olan 15/08/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine, karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; Dairenin … tarih ve E:… sayılı ara kararına Konyaaltı Belediyesince gönderilen yazı ve eki belgelere bakıldığında, dava konusu taşınmazın … Mahallesi … ada … parsel numarasında kayıtlı iken 2017 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda anılan … ada … parselin kaydının kapatıldığı, taşınmazdaki davacılara ait hisselerin … ada … ve … parsellere dağıtıldığı, buna mukabil 2017 yılındaki imar uygulamasına açılan dava neticesinde anılan uygulamanın iptal edildiği ve belediyece … tarih ve …sayılı Konyaaltı Belediye Encümeni kararı ile geri dönüşüm esasına dayalı imar uygulaması yapıldığı ve … ada … parselin tekrar ihya edildiği, bu defa …ada … ve … parsellerin kaydının kapatıldığı, özetle UYAP sistemindeki tapu kaydından da görüldüğü üzere uyuşmazlık konusu taşınmazın … ada … parsel olarak güncel kaydının bulunduğu, hesaplama yapılan … ada … ve … parsellerin ise güncel tapu kaydının bulunmadığının anlaşıldığı, davacılar tarafından dava dilekçesinde … ada … parseldeki hisseleri için işbu davanın açıldığının anlaşıldığı, şu aşamada da güncel olarak anılan … ada … parselin tapuda kayıtlı olduğunun görülmesi karşısında bakılan davada tazminat hesabının gerek dava dilekçesindeki isteme, gerekse de güncel tapu kaydına uygun biçimde söz konusu … ada … parselde hisseler üzerinden yapılması gerektiği, bu takdirde, (gerek dava dilekçesi ekinde sunulan 2016 tarihli tapu kaydına, gerekse de UYAP'tan alınan güncel tapu kaydına göre) davacılardan …'ın … ada … parseldeki hisse oranın 277/31016, hisse miktarının 69,25 m2 olduğu, diğer davacı …'un ise yine … ada … parseldeki hisse oranın 871/38770, hisse miktarının 174,20 m2 olduğu, her ne kadar dava dilekçesinde davacıların bu hisseler dışında …, …, …, …, …, …'dan da miras yoluyla intikal eden hisselerinin de bulunduğu belirtilmiş ise de güncel tapu kaydına göre … ada … parselde adı geçen şahısların isimlerinin bulunmadığı, dolayısıyla işbu davada yalnızca … ada … parsel sayılı dava konusu taşınmaz için davacı …'a 69,25 m² diğer davacı …'a da 174,20 m2 üzerinden tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı, bilirkişi raporunda ise … ada … ve … parseller üzerinden tespit yapıldığı için belirtilen hisselere ilaveten … adına 10,50 m2 (toplamda 79,75 m2), … adına da 37,58 m2 (toplamda 211,78 m2) üzerinden tazminat hesabı yapıldığı ve bu hesaba göre toplam 648.531,79-TL tazminat miktarının tespit edildiği, davacılar tarafından bu miktara göre davanın ıslah edildiği ve İdare Mahkemesince de bu miktar üzerinden tüm davanın kabul edildiğinin görüldüğü, bu durumda, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın m2 birim değerinin dava tarihi itibariyle 2.224,58-TL olarak tespit edildiği, bu tespitin değerleme ilkelerine uygun olduğu, bununla birlikte bilirkişi heyetince dava konusu taşınmaz olarak … ada … ve … parseller esas alındığı için davacıların hisse miktarlarının fazla hesaplandığı, dava dilekçesindeki isteme ve güncel tapu kaydına uygun olmayan bu durum karşısında, bilirkişi raporunda tespit edilen m2 birim değeri ile … ada … parselin güncel tapu kaydındaki (davacılara ait) hisse miktarlarının çarpımı suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği, bu miktarın davacı … için (2.224,58x69,25=)154.052,16-TL, davacı … için ise (2.224,58x174,20=) 387.521,83-TL olmak üzere toplam 541.573,99-TL olduğu, davanın bu miktar yönünden kabulü, geri kalan 106.957,80-TL'lik kısmının ise reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçeleriyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen (idare mahkemesi kararı ile hükmedilen tazminatın 541.573,99-TL'lik kısmı bakımından) reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinafa konu idare mahkemesi kararının davacıların tazminat isteminin 106.957,80-TL'lik kısmının da kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasına, tazminat isteminin 106.957,80-TL'lik kısmı bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından verilen temyiz dilekçesinde davanın reddi gerektiği ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, öte yandan 25/03/2021 tarihinde verilen ek beyan dilekçesi ile de dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydında "hisse hatası şerhi" bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Antalya ili, Konyaaltı ilçesi, … mahallesi, (önceki … ada, … parsel) … ada … ve … parsel sayılı taşınmazın imar planında "ilköğretim okul alanı" olarak belirlenmesine rağmen bugüne kadar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmadığından bahisle meydana geldiği ileri sürülen zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL tazminatın (ıslah ile birlikte 648.531,79-TL tazminatın) mülkiyet hakkı kısıtlandığından bahisle el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır
İLGİLİ MEVZUAT:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 07/09/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.
Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir.
Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise geçici 6 ncı maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca ayrılması gereken yüzde iki oranındaki ödenekler, yüzde dört olarak ayrılır. İlave olarak ayrılan yüzde iki oranındaki ödenekler, münhasıran bu ek madde ile geçici 11 inci ve geçici 12 nci maddeler kapsamında yapılacak ödemelerde kullanılır. Yapılacak ödemelerin toplam tutarının ilave olarak ayrılan ödeneğin toplamını aşması hâlinde, ödemeler, en fazla on yılda ve geçici 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kanuna 6745 sayılı Kanunun 34. maddesiyle "Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar.
Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, bu madde kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin dava ve takipler hakkında da uygulanır.” hükmünü içeren Geçici 11. madde eklenmiştir.
… İdare Mahkemesinin E:… sayısına ve … İdare Mahkemesinin E:… sayısına kayıtlı dosyalarda, Geçici 11. maddenin; derdest olan davaların esası hakkında karar verilmesini engelleyici bir düzenleme olduğu, mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlamaların daha uzun sürmesine yol açtığı, yargı yetkisinin kullanılmasında genel hukuk ilkelerine uygun olmayan sınırlamalar getirildiği, bu sebeple ilgili kuralın mülkiyet hakkını, hak arama hürriyetini ve hukuk devleti ilkesini zedelediği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 9., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğundan bahisle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, bu başvurular üzerine Anayasa Mahkemesinin 28.03.2018 tarihli, E:2016/196, K:2018/34 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen Geçici 11. maddenin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli, E:2016/181, K:2018/111 sayılı kararıyla da Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin birinci fikrasının ilk cümlesi dışındaki kısımların da Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesince verilen, Geçici 11. maddenin iptaline ilişkin kararın gerekçesinde, imar uygulamalarının geniş alanları kapsaması nedeniyle ve bütçeye yeterli ödeneğin konulması amacıyla kanun koyucunun kamulaştırma sürecinin beş yıllık süre içinde tamamlanmasını öngördüğü, mülkiyetin kamu yararı amacıyla kontrolüne ilişkin söz konusu müdahaleler bakımından kanun koyucunun takdir yetkisi bulunduğu, bu takdir yetkisi çerçevesinde söz konusu kamu yararı amacının gerçekleştirilmesi yönünden belirtilen fiili ve hukuki engeller sebebiyle malikin makul ve belirli bir süre boyunca bu kısıtlamalara katlanabileceği, ancak bu sürenin uzaması hâlinde söz konusu kısıtlamaların, taşınmaz malikine yüklenen külfeti ağırlaştıracağı gibi kısıtlılık süresinin uzamasına bağlı olarak malikin zararını karşılayabilecek herhangi bir giderim imkânının getirilmemesinin de malike aşırı bir külfet yüklenmesine sebep olacağı, itiraz konusu kuralda, mülkiyet hakkından dilediği gibi tasarruf edebilmesi ve yararlanabilmesi kısıtlanan malikin kamulaştırma bedeline kavuşabilmesi veya söz konusu kısıtlılık hâlinin kaldırılarak mülkiyet hakkından yararlanabilmesi için geçmesi gereken beş yıllık sürenin yeniden başlamasının söz konusu olduğu, kanun koyucunun bu süre nedeniyle malikin uğradığı zararları telafi etmeye veya gidermeye yönelik herhangi bir düzenleme getirmediği, üstelik bu kısıtlılık nedeniyle açılacak davalarda taşınmazı kullanamamaktan doğan zararların tazminine yönelik bir düzenlemenin mevcut olmadığı gibi bu kuralın, yürürlük tarihinden önceki kısıtlılık sürelerinin de dikkate alınmamasına yol açtığı ve malike aşırı bir külfet yüklediği, kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozduğu, dolayısıyla itiraz konusu kuralın Anayasanın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu, birinci fıkrasının iptal edilmesi nedeniyle itiraz konusu ikinci fıkranın uygulanma olanağının kalmadığı belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesince, Ek 1. maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi dışında kalan bölümünün iptaline ilişkin kararın gerekçesinde ise, söz konusu düzenlemeler gereği süresinde kamulaştırma yapılmaması hâlinde taşınmaz malikleri ilgili idare aleyhine dava açma hakkını elde etmekle birlikte, Kanun’un geçici 6. maddesindeki malik aleyhine olan hükümlerin sürekli nitelikte uygulanmasının Anayasa Mahkemesinin 1/11/2012 tarihli ve E.2010/83, K.2012/169 sayılı kararında da açıklandığı üzere bu davalarda kamulaştırma için Anayasa’nın 46. maddesinde öngörülen güvenceleri etkisiz bırakacağı, maddenin bu bölümünün Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sürekli uygulanmasının, idarelerin özel mülkiyete kamulaştırmasız el atma yoluyla müdahalesinin de sürekli hâle gelmesine sebep olabilecek nitelikte olduğu, idarelerin kural ile kamulaştırma yapmak yerine kamulaştırma için Anayasa’da belirtilen ilkelere aykırı olarak taşınmazları elde edebilme imkânına sahip olabileceği, böyle bir durumda devletin hukuka bağlılığı ilkesi zedeleneceği gibi bireyler açısından hukuki güvenlik ve öngörülebilirliğin de ortadan kalkacağı, bir hukuk devletinde kanunların hukuka aykırı uygulamaları teşvik etmesinin kabul edilemeyeceği tespitlerine yer verilmiştir.
Dava konusu taşınmaza ilişkin başka davacılar tarafından açılan davaya dair Dairemizin E:2021/2561 sayılı dosyası ile birlikte dosyanın incelenmesinden;
Anılan dosyada, ek beyan dilekçesi verildiği ve dava konusu "Antalya ili, Konyaaltı ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı" taşınmazın güncel tapu kaydında "hisse hatası" bulunduğunun iddia edilmesi üzerine Dairemizce 14/10/2021 ve 23/11/2021 tarihli Ara Kararlar yapıldığı ve buna istinaden davalı idare ve ilgili tapu Müdürlüğünce verilen cevaplarda dava konusu taşınmazın ".....İdare Mahkemesinin iptal kararı ve bölgede yapılan imar planı değişikliklerine uygun olarak … tarih ve … sayılı Konyaaltı Belediye Encümen Kararı ile … tarih ve …sayılı Antalya Büyükşehir Belediye Encümen Kararı ile 3194 sayılı İmar Kanununun 18. ve 3290 sayılı Kanunun Ek-1. maddelerine göre düzenleme ortaklık payı kesilmeden ikinci defa yapılan imar uygulaması işlemi neticesinde, … Mahallesi, … ada, … parsel, … ada … ve … parseller olarak tescil edildiği, sonrasında söz konusu yere ilişkin imar uygulaması işleminin iptal edilmesi sonucunda, … tarih ve …sayılı Konyaaltı Belediye Encümeni Kararı ve … tarih ve … sayılı Antalya Büyükşehir Belediye Encümeni Kararı ile … tarih ve …sayılı ek Konyaaltı Belediye Encümeni Kararı ile ... tarih ve ... sayılı yevmiye ile tapuda tescil edilen geri dönüşüm işlemi ile … Mahallesi, … ada, … parselin eski malikleri adına tescil edildiği, ancak sonrasında eski … ada ve çevresinde mevcut haliyle plan ve parselasyon arasında uyuşmazlık olması nedeniyle, … tarih ve … sayılı Konyaaltı Belediye Meclis Kararı ile … tarih ve … sayılı Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Kararı ile yapılan revize plan değişikliğinin kesinleşmiş olduğu, dava konusu parselin de içinde bulunduğu bölgede yeniden imar uygulaması işlemi yapılacağının" bildirildiği görülmüş olup, söz konusu değişen duruma istinaden Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince gerekli inceleme ve araştırmanın yapılarak güncel tapu, plan ve parselasyon bilgisine göre yeniden bir karar verilmesi gerekmekte olup, usul ve yasaya uygun olmayan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddi, kısmen kabulü yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.