
Esas No: 2015/34788
Karar No: 2017/1113
Karar Tarihi: 01.02.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/34788 Esas 2017/1113 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan tarlalarına ekmek üzere 12/09/2011 tarihinde 129.000 adet, 16/09/2011 tarihinde 65.500 adet toplam 194.500 adet ... ... cinsi marul fidesi satın aldığını ve tarlalarına ektiğini, fidelerin gelişimini tamamlaması için gerekli olan tüm işlemleri yaptığını fakat kesim zamanı geldiğinde marul fidelerinin sarmadığını yani göbek yapmadığını, yaptırdığı tespitte marulun cinsinin ... ... olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tespit dosyası ile belirlenen 119.050,00TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalıdan alınan toplam 194.500 adet marul fidesinin ... ... cinsi olması gerekirken, F1 özelliği taşımamaları nedeniyle uğranılan zarar talebine ilişkindir. Davacı, sunmuş olduğu faturada F1 cinsi olduğunun yazılı olduğunu iddia etmiş; davalı ise davacıya satılan ürünün zaten F1 hibrit cinsi olmadığını, davacının böyle bir siparişinin olmadığını, sipariş formunda, sevk irsaliyesinde böyle bir ibarenin olmadığını, faturada ise sehven bunun yazılmış olduğunu savunmuştur. Dosya kapsamı incelendiğinde, dosyaya kazandırılan bir tespit raporunun olduğu ve mahkemenin üç ayrı bilirkişi heyetinden rapor aldığı görülmektedir. 23.01.2012 tarihli tespit raporunda, davacının tarlalarındaki marul fidelerinden alınan örnekler üzerinde DNA incelemesi yapıldığı ve davaya konu marul fidelerinin Bombala F1 olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. 22.08.2013 tarihli birinci bilirkişi heyetinden alınan raporda, taraflar eşit kusurlu görülmüş, davacının net zararı 43.762,20TL tespit edildiğinden, davalının 21.881,10TL"den sorumlu olduğu belirtilmiş; 06.01.2014 tarihli ikinci bilirkişi heyetinden alınan raporda, davalı %30 davacı %70 kusurlu görülmüş, davacının ürün kaybından dolayı davalının sorumlu olduğu tazminat miktarı 25.558,02TL olarak tespit edilmiş; 13.11.2014 tarihli üçüncü bilirkişi heyetinden alınan raporda ise, dosyada yapılmış olan DNA analizine bakarak Bombala ıceberg çeşidinin adına doğru olup olmadığının anlaşılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, alınan üçüncü rapora itibar edilerek, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece her ne kadar alınan üçüncü rapora itibar etmek suretiyle hüküm tesis edilmiş ise de, üçüncü rapordaki tespit, davacının tarlalarındaki marulların F1 cinsi olup olmadığına ilişkin yapılan analizin yetersiz oluşu, bu nedenle, davacının iddiasını ispatlayamadığı yönündedir. Oysa, zaten davalı, davacıya sattığı marul fidelerinin F1 hibrit cinsi olmadığını, faturaya sehven yazıldığını kabul etmiştir. Bu durumda artık, davacıya satılan ürünün F1 hibrit cinsi olmadığının kabulü ile birlikte, bu durumda bir kusur ve bu kusurdan kaynaklı davacının zararı varsa bunun tespiti gerekmektedir. Dosyaya kazandırılan ilk iki raporda, doğru olarak, davalının sehven de olsa faturasına F1 yazmasından sorumlu olduğu değerlendirilmekle birlikte davacının zarar miktarları ve tarafların sorumluluk oranlarında farklılıklar vardır. O halde, aralarında çelişki bulunan bu iki rapor nedeniyle, oluşturulacak, alanında uzman yeni bilirkişi heyetinden, çelişkiyi giderici, açıklayıcı, ayrıntılı, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, varsa davacının zararının ve tarafların kusurlarının tespitiyle, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.