Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10228
Karar No: 2022/1424
Karar Tarihi: 07.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10228 Esas 2022/1424 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10228 E.  ,  2022/1424 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    No : 2020/558-2021/707

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... Anadolu 29. İş Mahkemesi
    No : 2017/573-2019/305

    Dava, Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile emekliliğe hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi

    I-İSTEM
    Davacı, 23.01.1980 tarihinde kurulan Dövme A.Ş.'nin kurucularından olduğunu, müvekkilinin ... Bağ-Kur numarası ile Bağ-Kur'a kayıtlı olduğunu, yasa gereği şirketin faaliyete geçtiği tarihte Bağ-Kur'lu olması gerekirken davalı tarafından tescilinin yapılmadığını, Bağ-Kur tescilinin 12/09/2001 tarihinde yapıldığını, yasa gereğince şirketin faaliyete geçtiği tarih olan 23/01/1980 tarihi itibarıyla Bağ-Kur'unun başlatılması gerektiğini beyanla müvekkilinin Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile emekliliğine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum, davanın özellikle zamanaşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, 1479 sayılı Kanuna 4956 sayılı Kanun ile getirilen geçici 18. maddeye göre 04/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmamış olanların Bağ-Kur hizmetlerini bu tarihte başlayacağını, ancak 20/04/1982- 04/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve hesaplanacak primleri 1 yıl içinde ödenmek şartları ile hizmetlerinin dikkate alınacağı hükmünün getirildiğini, yine 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 1479 sayılı Kanun ile ilgili geçici 8. maddesine göre 01/10/2008 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların Bağ-Kur hizmetlerinin 01/10/2008 tarihinden itibaren başlatılacağını, 01/04/2000 ile 01/10/2008 tarihleri arasındaki vergi kaydına dayanan sürelerin 01/10/2008 tarihinden itibaren 6 aylık süre içinde başvurulması ve tebliğ edilen borçlarını 6 ay içinde ödemeleri halinde bu sürelerin Bağ-Kur hizmeti olarak değerlendirileceğini, davanın yukarıda yer verilen kanuni şartları taşımaması sebebi ile reddine karar verilmesini savunmuştur.
    MAHKEME KARARLARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne, davacının 20/04/1982 - 04/10/2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildi.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının HMK' nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildi.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili; davacının zorunlu Bağ-Kur başlangıç tarihinin davalı Kurum tarafından 04.10.2000 tarihi itibari ile başlatılmasının yerinde olduğu yönündeki görüşü dikkate alınmaksızın davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, Nitekim 4956 sayılı Kanunla 1479 sayılı Kanuna eklenen geçici madde 18 'e göre "sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden başlar" denildiğinden sigortalılığı 04.10.2000 tarihinden başlatıldığını, Kurum işleminin yerinde olduğu belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25 maddeleridir.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadır.
    22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte ise, bu kez, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkârlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkârlar Siciline veya Kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
    02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemede de; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıt olanlar” sigortalı sayılmışlardır.
    619 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesi hükmünde ise; “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Ancak, 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla, 20/04/1982 tarihinden bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların, vergiye kayıtlı bulundukları süreler, bu süreye ilişkin primleri, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.”denilmekte olup, 04/10/2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 08/08/2001 tarihinde yürürlüğe giren 26/10/2000 günlü kararı uyarınca 619 sayılı KHK tüm hükümleriyle iptal edilmiştir.
    İnceleme konusu dosyada; 23.08.2001 tarihinde kuruma intikal etmiş ve Dövme San. A.Ş. tarafından verilmiş Bağ-Kur'a giriş bildirgesinin bulunduğu, işe giriş bildirgesinde vergi dairesine kayıt tarihinin 23.01.1980 tarihi olduğunun belirtildiği, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında,23.8.2001 tarihinde intikal eden giriş bildirgesine istinaden 04.10.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, Dövme San. A.Ş.'nin 23.01.1980 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, davacının velayeten babası tarafından temsil edilerek kurucu ortak ve yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, 2654 sayılı Yasa'nın 13.maddesi ile 1479 sayılı Yasa'ya eklenen ek geçici 13.maddenin 1.fıkrası düzenlemesi ile davacının 20/04/1982 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddeleri olup, 1479 sayılı Yasa ek geçici 13. maddenin hem dönem hem de davaya konu talep yönünden uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, anılan tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümünde yasal zorunluluk bulunmaktadır.
    Hâl böyle olunca, Mahkemece, davacının talebinin 23.01.1980 - 04.10.2000 tarihi olduğu dikkate alınarak 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak ve açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılıp, davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında, zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gereken dönem, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde tespit edilmeli, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 07.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi