14. Hukuk Dairesi 2017/1558 E. , 2019/5353 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastral parselin ihyası davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
I- 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
II- Tebligat Kanununun 35. maddesinin;
a) Birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
b) Dördüncü fıkrasında, tüzel kişi muhataplara daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişilerin resmî kayıtlarındaki adreslerinin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince,
1-Dava konusu ... Mahallesi, 2691 kadastral parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kaydının ve tüm geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde kütük sayfası suretlerinin (kapanma sebebini de gösterir tam suret şeklinde) ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmesi,
2-Dava konusu ... Mahallesi, 2691 kadastral parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölgede belirtilen kadastral parseli de kapsayacak şekilde ikinci imar uygulamasının yapılıp yapılmadığı (özellikle Balıkesir Belediye Meclisinin 01.11.2001 gün ve 138 sayılı imar planının geçerli olduğu gözetildiğinde bu imar planına dayanılarak imar uygulaması yapılıp yapılmadığı) hususunun sorularak ikinci imar uygulaması yapıldıysa dayanak Encümen Kararı ve imar uygulamasına ilişkin tüm evrakın (şuyulandırma cetveli vs) ilgili belediyeden getirtilmesi; öte yandan ikinci imar uygulaması yapıldıysa sicile yansıtılıp yansıtılmadığı hususunun ilgili belediye ve tapu müdürlüğünden araştırılması; yine ikinci imar uygulamasının iptali amaçlı idari yargı yerinde dava açılıp açılmadığının ilgili belediye ve gerekirse taraflardan sorularak iptal davası açılması halinde idare mahkemesi kararının kesinleşme şerhli suretinin ilgili mahkemesinden istenmesi,
3-Dava konusu imar parsellerinin beyanlar hanesinde "imar düzenlemesine ilişkin idare mahkemesinin iptal kararı vardır" şeklindeki belirtmenin dayanağı olan iptal kararının ilgili tapu müdürlüğünden temin edilmesi,
4-Dava konusu 3316 ada 1, 2, 3, 4, 7, 8, 9, 10 sayılı imar parsellerinin güncel tapu kayıtlarının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmesi,
5-Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.06.2007 tarihli, 2003/76 Esas - 2007/194 sayılı, Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.05.2013 tarihli, 2009/648 Esas sayılı ve yine aynı mahkemenin 02.12.1999 tarihli 1995/940 Esas - 1999/716 Karar sayılı dosyalarına ilişkin kesinleşme şerhli gerekçeli karar suretlerinin dosya arasına alınması için,
6-Davalılar ..., ..., ..."a gerekçeli karar tebliğlerinin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adreslerine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre çıkartılıp bu hükme göre tebliğ edilmesi yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatapların savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla anılan davalılara gerekçeli kararın yukarıdaki ilkeler doğrultusunda usulüne uygun tebliği ve yasal temyiz süresinin dolmasının beklenilmesi için,
7- Davalı ..."a gerekçeli karar tebliğinin önceden tebligat yapılan adresine 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davalının adresine Tebligat Kanununun 10 v.d. maddeleri uyarınca tebligat yapılmaksızın ve davalının yerleşim yeri adresi olup olmadığı araştırılmaksızın yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, anılan davalıya Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 17.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.