Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13495 Esas 2019/7534 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13495
Karar No: 2019/7534
Karar Tarihi: 20.11.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13495 Esas 2019/7534 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Hazine, kendisine ait taşınmazın uygulama kadastrosu sırasında eksik ölçüldüğünü iddia ederek açtığı davanın reddedilmesi sonucunda temyiz etmiştir. Mahkeme, davacı Hazine'nin hasım göstermeden dava açtığını ve bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini belirtmesine rağmen, davanın esasına girilerek ret kararı verildiğini belirtmiştir. Kararın, ret kararı sonucunun doğru olmasına rağmen usulden reddetme kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu itiraz davası olan bu davada, davacının hasımsız dava açması nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddesi, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindeki davalarda, husumetin yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği belirtilmektedir.
16. Hukuk Dairesi         2016/13495 E.  ,  2019/7534 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Uygulama kadastrosu sırasında,... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 401 parsel sayılı 1.872,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 130 ada 67 parsel numarasıyla ve 1.776,44 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin komşu taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 130 ada 67 parsel sayılı taşınmazın uygulama tutanağında belirtildiği şekilde 1.776,44 metrekare yüzölçümüyle tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın kuzey ve doğu sınırında ilk tesis kadastrosu çalışmasından önce zeminde mevcut bulunup yeri ve yönü değişmeyen sabit sınır niteliğindeki derenin hatalı olarak naraza alınmadığı ve uygulama kadastrosu çalışması ile söz konusu hatanın düzeltildiği gerekçesiyle, davanın esastan reddine karar verilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ne var ki, davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 130 ada 67 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla, hasım göstermeden dava açmış olup Mahkemece, kadastro davalarının çekişmeli yargı işi olduğu ve hasımsız dava açılamayacağı hususu göz ardı edilmiştir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı Hazine tarafından hasım gösterilmeksizin açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibarı ile doğru olup, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasında “Davanın” sözcüğünden sonra “usulden” sözcüğünün yazılmasına, hüküm ve hüküm gerekçesinin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.