14. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1479 Karar No: 2018/2097 Karar Tarihi: 21.03.2018
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/1479 Esas 2018/2097 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, suça sürüklenen çocukların mağdureye yönelik olarak cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka neden olmaksızın ayrı ayrı nitelikli cinsel istismar eylemlerinde bulunduklarını belirlemiş ve bu eylemler sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna karar vermiştir. Ancak suça sürüklenen çocuklar için 5237 sayılı TCK'nın 23. maddesi uyarınca failin, gerçekleşen fakat kastetmediği bir neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olmasının gerektiği, suça sürüklenen çocukların bu eylemlerinde dolayı kastettiklerinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana gelmesi iddiasının da yanlış olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumları, eğitim düzeyleri, mesleki tecrübeleri, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alınarak cezaların bireyselleştirilmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, suça sürüklenen çocukların müdafilerinin temyiz itirazlarının yerinde görüldüğü ve hükümlerin bozulduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle: 5237 sayılı Türk
14. Ceza Dairesi 2017/1479 E. , 2018/2097 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkumuyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Suça sürüklenen çocuklar tarafından gerçekleştirilen nitelikli cinsel istismar eylemleri sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna dair İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 14.09.2015 günlü raporuna dayanılarak haklarında 5237 sayılı TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanmasına karar verilmiş ise de, dosya içeriğine göre suça sürüklenen çocukların aralarında duygusal arkadaşlık bulunan mağdureye yönelik olarak cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka neden olmaksızın ayrı ayrı nitelikli cinsel istismar eylemlerinde bulundukları, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan objektif sorumluluğun kaldırılarak subjektif sorumluluğun kabul edildiği ve 5237 sayılı TCK"nın 23. maddesi uyarınca failin, gerçekleşen fakat kastetmediği bir neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olmasının gerektiği; cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir sebep olmaksızın nitelikli cinsel istismar eylemlerinde bulunan suça sürüklenen çocukların bu eylemlerinde dolayı kastettiklerinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiğinin iddia edilmesi karşısında, dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumları, eğitim düzeyleri, mesleki tecrübeleri, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında, ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın suça sürüklenen çocuklar tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmelerinin söz konusu olmadığı, esasen meydana gelen zararın da 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşılması yönünden dikkate alınabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde cezaların aynı Kanunun 103/6. maddesi ile arttırılması, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.