20. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1580 Karar No: 2020/2928 Karar Tarihi: 16.06.2020
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/1580 Esas 2020/2928 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2019/1580 E. , 2020/2928 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ADANA 19. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 1- İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 2013/2623 DS. dosyasının aslı veya onaylı bir örneklerinin denetime olanak sağlayacak biçimde dosya arasında bulundurularak belirtilen dosya incelendikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi, 2- Kabule göre; a- Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin bir bütün halinde ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, bu nitelikte bir karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması, b- İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen çağrı yazısının, sanığın sorgusu sırasında beyan ettiği adrese çıkartıldığı, tebligatın iade gelmesi üzerine mernis adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmış ise de mernis adresine çıkartılan tebligatların Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiği halde Tebligat Kanunu 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından; çağrı yazısının usulüne aykırı şekilde tebliğ edilmesi nedeniyle, "tebliğe rağmen 10 gün içerisinde başvuru yapmamak" yükümlülüğün ihlali gerçekleşmediğinden, "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi, c- Gerekçede sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği belirtilmesine rağmen hükümde sanığın 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.