2. Hukuk Dairesi 2018/6412 E. , 2018/14866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, davasının reddi ve ziynet alacağı yönünden; davalı kadın tarafından ise, ziynet talebinin reddedilen kısmı ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.07.2018 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 07.12.2015 tarihli ara karar ile davalı kadın yararına hükmolunan 150 TL tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğinin tabii bulunmasına göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece davacı erkek tam kusurlu bulunarak davanın reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre; davalı kadının da cevap dilekçesinde iddia ettiği vakıaları ispatlayamadığı, kadın tanıklarının anlatımında erkeğe kusur olarak yüklenebilecek somut hadiselere değinmedikleri gibi genel ve soyut nitelikte olup, davalı kadının tanık anlatımlarının genel itibariyle davalı kadından duyduklarını aktarmaktan ibaret olduğu bu haliyle her iki tarafında boşanmaya sebebiyet verecek derecede herhangi bir kusurlu davranışının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Şu hale göre, mahkemenin sonuç itibariyle davanın reddine dair kararı doğru olmuş ise de, hükmün gerekçe kısmının erkeğe yüklenen kusur yönünden bozulması gerekmiştir.
3-Davalı kadın davacı erkeğin boşanma davasına karşı verdiği cevap dilekçesiyle erkeğin davasına karşı savunmalarını ve boşanma davası kabul edildiği halde fer’i talepleri olduğunu bildirmiş bu taleplerine ek olarak da, dava dilekçesinde yazılı ziynetlerin aynen iadesini ya da bedellerinin davacıdan tahsil edilmesi gerektiğini beyan etmiş ancak herhangi bir harç yatırmamıştır. Mahkemece ziynetler yönünden uzman raporu aldırıldıktan sonra, 15.03.2016 tarihinde davalı kadına ziynete yönelik talebi bakımından harç ikmali için süre verilmiş, davalı kadın tarafından yalnızca nispi harç ikmal edilmekle mahkemece de kadının ziynet talebi yönünden işin esasına girilerek davalı kadının işbu talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekleşen bu durum karşında, davalının ziynet eşyalarına yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davası veya karşı davası bulunmamaktadır. Zira, ziynetler dilekçeler aşamasında usulünce dava edilmediği gibi davalı tarafından usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde tahkikat aşamasında mahkemenin ara kararı üzerine davalının işbu bağımsız talebi yönünden harcın ikmal edilmesi dahi bu isteği dava haline getirmez. Öyleyse, mahkemece davalının ziynet alacağına yönelik talebi ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde hüküm kurmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 143.50 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18.12.2018 (Salı)