Esas No: 2022/268
Karar No: 2022/916
Karar Tarihi: 09.03.2022
Danıştay 13. Daire 2022/268 Esas 2022/916 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/268 E. , 2022/916 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/268
Karar No:2022/916
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİLLER
(DAVALI YANINDA) : 1- … Pazarlama A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2- … Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Pazarlama A.Ş. (… ) ile … Ticaret A.Ş.'nin (… ) 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlâl edip etmedikleri iddiasıyla yapılan inceleme sonucunda adı geçen teşebbüslerin eylemlerinin rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve karar niteliğinde bulunmaması nedeniyle anılan Kanun'un ihlâl edilmediği ve haklarında idari para cezası uygulanmasına gerek olmadığı yönünde verilen … tarih ve … sayılı Rekabet Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; 18/06/2021 tarihli ara kararı ile davalı idareden söz konusu Kurul kararının alınmasına neden olan başvurunun kim ve/veya kimler tarafından yapıldığının sorulduğu, davalı idarenin cevabında ise, … tarafından, Kartellerin Ortaya Çıkarılması Aktif İş Birliği Yapılmasına Dair Yönetmelik (Pişmanlık Yönetmeliği) kapsamında yapılan ve anılan Yönetmeliğin 'Para Cezası Verilmemesi' başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrası uyarınca … para cezası verilmemesi talep edilen başvuruda, … ve … rekabete duyarlı bilgi değişimi yoluyla anılan 4045 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlal etmiş olabilecekleri ifade edilerek konu hakkında gereğinin yapılmasının talep edildiği' bilgisine yer verildiğinden, davacının … tarih ve … sayılı Kurul kararının iptalini istemekte, kişisel, meşru ve güncel menfaatinin ve dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Benzer bir uyuşmazlıkta … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının da bu yönde olduğu belirtilmiştir.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Kurul kararlarına karşı açılan davalarda menfaat kavramının geniş yorumlanması gerektiği, tüketicilerin Kurul kararına konu ihlâl iddialarından etkilenmesinin mümkün olduğu, soruşturmaya taraf olan Vestel'den tüketici olarak ihlâl iddialarının gündeme geldiği dönemde buzdolabı aldıklarından dolayı rekabet ihlâlinden doğrudan etkilendikleri, güncel ve meşru menfaatlerinin bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare ile yanında müdahil … Ticaret A.Ş. tarafından, davacının Pişmanlık Yönetmeliği çerçevesinde yapılan başvuru üzerine alınan Kurul kararının iptalini istemekte güncel ve meşru menfaati bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Müdahil … Pazarlama A.Ş. tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… tarafından 27/10/2017 tarihinde Pişmanlık Yönetmeliği kapsamında yapılan ve anılan Yönetmeliğin “Para Cezası Verilmemesi” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrası uyarınca … para cezası verilmemesi talep edilen başvuruda özetle, … ve … rekabete duyarlı bilgi değişimi yoluyla 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettikleri ifade edilerek konu hakkında gereğinin yapılması talep edilmiş, bunun üzerine teşebbüsler hakkında soruşturma açılmıştır.
Yürütülen soruşturma neticesinde dava konusu Kurul kararıyla; başvuruya konu bilgi değişiminin, … herhangi bir haberi ve onayı olmadan … tarafından … ten … çalışanı üzerinden bilgi sızdırılması yoluyla gerçekleştirildiği, bu durumun bir anlaşmanın veya uyumlu eylemin varlığı için rekabet hukuku açısından aranılan ortak irade unsurunu sağlamadığı, teşebbüsler arasında bir anlaşma ya da uyumlu eylemin varlığından bahsedilemediğinden 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edilmediği kanaatine varılarak … ve … aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmasına gerek olmadığına karar verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları ise idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un "Tazminat Hakkı" başlıklı 57. maddesinde "Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur." düzenlemesine; "Zararın Tazmini" başlıklı 58. maddesinde ise "Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır.
Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında iptal davaları, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmaktadır.
İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin bu idarî işlemle meşrû, kişisel ve güncel bir menfaat alâkası kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşrû ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idarî yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idarî işlemle ciddî ve mâkûl, maddî ve manevî bir alâkasının bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
İptal davaları ile idarî işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı belirlenerek hukukun üstünlüğünün sağlanması ve sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesi mümkün olabileceğinden, bu davalarda menfaat alâkasının bu amaç doğrultusunda yorumlanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Kurul kararının konusunun … ve … arasında (olası ihlâl dönemi, Kurul kararının 162. paragrafında Ocak 2010-Eylül 2018 arası olarak ifade edilmiştir) gerçekleştiği ifade edilen bilgi değişimi ile 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edilip edilmediğine ilişkin olduğu dava dilekçesi ekinde davacı adına düzenlenmiş bir faturaya yer verilmek suretiyle bakılan davanın, davacı tarafından 28/08/2017 tarihinde Vestel marka buzdolabı satın alındığından bahisle tüketici sıfatıyla, açıldığı anlaşılmaktadır.
4054 sayılı Kanunda yer verilen düzenlemelere göre; Rekabet Kurumu tarafından yapılacak incelemeler sonucunda, anılan Kanuna aykırı fiil ve davranışta bulunduğu tespit edilecek olan teşebbüslerin, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecbur olduğu; bu çerçevede, davacının olası ihlâl dönemi içerisinde Vestel markalı ürün satın aldığı ve şayet 4054 sayılı Kanuna aykırı bir davranıştan dolayı zarara uğraması durumunda bunun tazminini isteme imkânının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davacının dava konusu Kurul kararına konu ihlâl iddialarıyla arasında doğrudan kişisel, güncel ve meşrû bir alakanın bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usûle uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … -TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan temyiz nedenleri bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.