10. Hukuk Dairesi 2019/1179 E. , 2020/1846 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
KARAR
Dava, sigortalılık primine esas kazancının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun feragat ve esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve fer"i müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının 01.04.1991 – 02.02.2000 tarihleri arasında davalı yanında garson olarak daha yüksek kazançlarla çalışmasına rağmen bildirimlerinin asgari ücret üzerinden yapıldığı, açmış olduğu işçilik alacaklarına dair davada son ücretinin 419,74 TL olarak kabul edildiği ve kararın Yargıtay onamasıyla kesinleştiği, çalıştığı dönemdeki prime esas kazançların gerçek ücretleri üzerinden tespitini talep etmiştir.
II- CEVAP
Fer’i Müdahil ve davalı vekilleri davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının davalı iş yerinde, 1995 1. dönemden itibaren 2002 2. dönemine kadar geçen sürede 08/02/2016 günü bilirkişi ... "nun hazırladığı raporun 10 numaralı sütununda hesap edilen ücretlerle çalıştığının tespitine, 1993/4 ile 1994/12 dönemine ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“1-Davalı şirketin istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-Davacının istinaf talebinin 6100 sayılı Yasa"nın 348. maddesi uyarınca reddine,
3-Davalı Kurumun istinaf talebinin esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, hizmet tespiti davalarından feragat edilemeyeceğinden katılma yoluyla istinaf istemlerinin 348. madde gereğince reddinin isabetsiz olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararında yatırmış oldukları 400,00 TL bilirkişi ücretiyle ilgili yargılama giderleri hakkında hüküm verilmediği gerekçeleriyle,
Fer’i müdahil vekili, davanın ancak yazılı delillerle kanıtlanabileceği, tip defterine göre karar verilmesinin yerinde olmadığı, taraf olmadıkları işçilik alacakları davasındaki hükmün kurum için bağlayıcı olmadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 28. maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafların iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 297. maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda mahkemece verilen kısa ve gerekçeli kararlarda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının davalı iş yerinde, 1995 1. dönemden itibaren 2002 2. dönemine kadar geçen sürede 08/02/2016 günü bilirkişi ..."nun hazırladığı raporun 10 numaralı sütununda hesap edilen ücretlerle çalıştığının tespitine, 1993/4 ile 1994/12 dönemine ilişkin talebin reddine” denilmek suretiyle, usul ve yasaya uygun bir karar oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut değildir. Kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve fer’i müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı"ya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.