11. Ceza Dairesi 2017/11013 E. , 2019/6484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık ..."ın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanık ..."ın yerine motorlu taşıt sürücü adayları sınavına girdiği ve bu suretle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın soruşturma aşamasındaki savunmasında sınav kağıdını sanki ..."mış gibi imzalayarak görevlilere teslim ettiğini, sınav bitiminde görevlilerin kendisini götürüp kimlik tespiti yaptıklarını belirtmesi; sınav gözetmenlerinin olaya ilişkin ifadelerinin alınmamış olması ve olayın sınav esnasında mı yoksa cevap kağıdının doldurulup salon başkanına tesliminden sonra mı ortaya çıktığının anlaşılmasına imkan veren salon görevlilerince düzenlenmiş tutanağının dosya arasında bulunmaması karşısında; öncelikle salon görevlilerinin olaya ilişkin tutanak düzenleyip düzenlemediklerinin ilgili yerlerden sorularak düzenlendiğinin tespiti halinde bu tutanağın dosya arasına alınması, salon görevlisi ile tutanak tanıkları dinlenerek bu durumun açığa kavuşturulması ve olayın sanığın "Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Salon Aday Yoklama Listesini" imzalayıp "Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Sınav Cevap Kağıdını" doldurmaya başladıktan sonra ancak salon görevlisine teslim etmesinden önce anlaşılması halinde, teslim edilen sınav cevap kağıdının baştan itibaren görevlilerce içeriği itibarıyla sahte olduğunun bilinmesi nedeniyle hukuki sonuç doğurmaya elverişli bulunmadığı, durumun cevap kağıdının doldurularak sınav salonunda görevli olan salon başkanı ve sınav gözetmenine teslim edilip bu kişiler tarafından imzalanmasından sonra tespit edilmesi halinde ise, sanığın eyleminin TCK"nin 204/1. maddesindeki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, gözetilmeksizin, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmasına karşın, hükmün gerekçesinde sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği belirtildikten sonra hüküm fıkrasında özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurmak suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması,
3- Kabule göre de;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/06/2013 gün ve 2012/15-1351 Esas ve 2013/328 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanık ..."ın yerine motorlu taşıt sürücü adayları sınavına girmek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; somut olayın özellikleri gözetilerek TCK"nin 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılması gerekirken, TCK"nin 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan "suçun işleniş şekli sebep ve saikleri" gibi soyut gerekçelerle ve orantılılık ilkesine aykırı olarak temel cezanın üst sınıra yakın olarak tayini,
b) Adli sicil kaydına göre sabıkasız olup duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz davranışı bulunmayan sanık hakkında "sanığın geçmişi ve sosyal ilişkileri" şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle TCK"nin 62. maddesinin uygulanmaması,
c) Sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar gerekçeli kararda tartışılmadan, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile cezanın ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibari ile sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 19.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.