Esas No: 2022/1389
Karar No: 2022/2875
Karar Tarihi: 09.03.2022
Danıştay 6. Daire 2022/1389 Esas 2022/2875 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/1389 E. , 2022/2875 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/1389
Karar No : 2022/2875
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri
2- ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesi ... tarihli, E:..., K:... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinde sınırlı sayıda sayılan temyize tabi kararlar arasında yer almadığı görüldüğünden, davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinin 6. bendinde: "Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır." kuralı yer almaktadır.
Anılan Kanun'un "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde: "Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mev-zuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un 48. maddesinin 6. fıkrasında; "Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; merci tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, ilgili merci, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci, temyiz isteminin reddine karar verir. İlgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir." hükmü; 7. fıkrasında ise, "Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hâllerde, 2 ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararlar, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verilir. " hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; Bursa İli, Nilüfer İlçesi, ... Köyü, ... parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı şirket tarafından, Bursa Valiliği'nce tespit edilen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 18.10.2017 tarih ve 181398 sayılı Makam Oluruna istinaden onaylanan kıyı kenar çizgisinin dava konusu parsele ilişkin kısmının iptali istemi ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde, bölge idare mahkemesinin temyiz incelemesine tabi tutulacak kararları sınırlı olarak sayılmış olup, dava konusu uyuşmazlık, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde belirtilen temyiz edilebilir davalar kapsamında yer almadığından, istinaf incelemesinden geçtikten sonra temyiz incelemesine tabi tutulacak olan davalar arasında sayılmayan ve 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca istinaf incelemesi üzerine kesinleşen karar hakkında temyiz isteminde bulunulması hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında, temyiz yolunun açık olduğunun belirtilmesinin, kanunen temyiz yolu öngörülmeyen davalarda ilgilisine temyiz hakkı vermeyeceği de açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X):
Dava, Bursa İli, Nilüfer İlçesi, ... Köyü, ... parsel sayılı davacı şirkete ait taşınmaz üzerinden geçen kıyı kenar çizgisinin (18/10/2017 onay tarihli Uluabat Gölü kıyı kesimine ait kıyı kenar çizgisi belirleme işleminin davacıya ait taşınmaza ilişkin kısmının) iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Keza Anayasanın 90. maddesi uyarınca uygun bulunan ve iç hukukun bir parçası halini alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 No.lu Ek Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde de: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir." hükmü yer almıştır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 5.maddesinde, "...Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur..." hükmü yer almaktadır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinde, "Kıyı Kenar Çizgisi; deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu, kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı, dar yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerde ise şev ya da falezin üst sınırıdır." hükmüne yer verilmiş, 8. maddesinde ise "Kanunun ve bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde belirlenen esaslara göre kıyı kenar çizgisi arazide tespit edilir. Bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen onaylı halihazır haritalar üzerine işlenir." hükmü yer almaktadır.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinini 21. maddesinde de, "İmar planları, varsa kadastral durum işlenmiş, en son onaylı halihazır haritalar üzerine çizilir. Kıyı alanlarında yapılan imar planlarında onaylı kıyı kenar çizgisinin paftalarda gösterilmesi zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde: "Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: ...f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar..." hükmüne yer verilmiştir.
Uygulama imar planları, nazım imar planı ilke ve esaslarına uygun olarak yörenin koşulları ve planlama alanının genel özellikleri, yapının kullanım amacı ve ihtiyacı, erişilebilirlik, sürdürülebilirlik ve çevreye etkisi dikkate alınarak; yapılaşmaya ilişkin yapı adaları, kullanımları, yapı nizamı, bina yüksekliği, taban alanı katsayısı, kat alanı kat sayısı veya emsal, yapı yaklaşma mesafesi, ön cephe hattı, ifraz hattı, kademe hattı, ada ayrım çizgisi, taşıt, yaya ve bisiklet yolları, ulaşım ilişkileri, parkları, meydanları, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, gerektiğinde; parsel büyüklükleri, parsel cephesi ve derinliği, arka cephe hattı, yol kotu ve bu kotun altındaki kat adedi, bağımsız bölüm sayısı gibi yapılaşma ve uygulamaya ilişkin kararları, uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren ve varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/1.000 ölçekte onaylı halihazır haritalar üzerinde, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan plandır.
1/1.000 ölçekli halihazır haritalarda ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarında gösterilmesi zorunlu olan kıyı kenar çizgisi, imar planı yapılmasında veri alınmakta ve planlama sırasında yapılanma dahil bir çok husus kıyı kenar çizgisine göre belirlenmektedir.
Dava konusu uyuşmazlık, mülkiyet hakkını da ilgilendirdiği açık olan (davacıya ait taşınmazı da kapsayan) kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi işleminin davacının taşınmazına ilişkin kısmının iptali isteminden kaynaklanmakta olup; yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, imar planları ve parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davaların temyize tabi olduğu ve onaylanan kıyı kenar çizgisinin de imar planının değiştirilemeyecek bir parçası olduğu dikkate alındığında, bakılan davanın temyiz incelemesine tabi olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin mülkiyet hakkıyla doğrudan ilgili olduğu, imar planıyla ilişkili olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının temyizen incelenmesi gerektiği oyu ile aksi yöndeki Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.