Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2987
Karar No: 2018/14864

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/2987 Esas 2018/14864 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2018/2987 E.  ,  2018/14864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    DAVACI-DAVALI : ...
    DAVALI-DAVACI : ...
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; davasının reddi, kusur belirlemesi, kadının karşı davası olmadığı halde karşı dava varmış gibi hüküm kurulması ve vekalet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkeğin istinaf talebi olmadığı halde hükmün aleyhine olacak şekilde kaldırılması, boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebi hakkında verilen hüküm, bölge adliye mahkemesi kararının hüküm kısmında erkeğin istinaf talebi varmış gibi kabul edildiğinin yazılması yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 18/12/2018 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ve vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davalı-davacı kadının hasren yapılan temyiz incelemesine gelince;
    Taraflar arasında karşılıklı görülen Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonucunda, ilk derece mahkemesince; tarafların uzunca bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin yeniden kurulmasına imkan kalmadığı, davacı-karşı davalı erkeğin ailesinin müşterek yaşamı etkileyecek sıklık ve sürelerle tarafların yanında kaldığı buna karşın davalı-karşı davacı kadının da, eşinin ailesine özellikle anne babasına yönelik tedavi sürecinde olumsuz tutum içine girdiği, her iki tarafın aynı oranda kusurlu kabul edilmeleri gerektiği, tarafların çocuk sahibi olamama nedeninin dosya kapsamı ile tam olarak belirlenemediği gibi davacı-karşı davalının tutumundan dolayı çocuk sahibi olunamamış olması davalı-karşı davacının kişilik haklarını incitici nitelikte olmadığından her iki davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu"nun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, davalı-karşı davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, verilen hükmün yalnızca davalı-karşı davacı kadın tarafından; erkeğin davasının kabul edilmesi, kusur belirlemesi ve manevi tazminat talebinin reddi yönlerinden istinaf edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi’nin 1. Hukuk Dairesi’nin 01.02.2018 tarih, 2017/1258 esas ve 2018/118 karar sayılı ilamıyla da ilk derece mahkemesi hükmünün münhasıran davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edildiği dikkate alınmaksızın ilk derece mahkemesince taraflara kusur olarak yüklenen vakıaların 2002 yılından önce yaşandığı, tarafların 2002 yılında yaklaşık 1 yıl ayrı kaldıkları, sonrasında evliliklerine aynı evde yaşamasalar da devam ettikleri birbirleriyle buluşup bir araya geldikleri, 2011 yılına kadar devam ettikleri, tarafların barışması ile 2011 yılına kadar olan iddiaların affedilmiş kabul edileceği, bu tarihten sonra taraflara atfedilecek bir kusur ile herhangi bir vakıanın ispatlanamadığı anlaşıldığından her iki davanın da reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek “davacı-karşı davalı erkeğin” açıklanan sebeplerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/l-b-2. maddesi gereğince istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılarak her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
    Tüm dosya kapsamından, ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinin de kabulünde olduğu üzere ilk derece mahkemesince taraflara yüklenen kusurlu davranışlardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği bu nedenle her iki tarafında kusurlarının affedildiği en azından hoşgörüyle karşılandığı anlaşılmakta ise de, ilk derece mahkemesince verilen hüküm yönünden yalnızca davalı-karşı davacı kadın tarafından istinafa başvurulmuş, böylelikle davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davasında (TMK m. 166/1) verilen hüküm ile kadının boşanma davasının kabulüne dayanak olarak gösterilen ve erkeğe yüklenen kusur kesinleşmiştir. O halde, ilk derece mahkemesi hükmüne itirazı bulunmayan davacı-karşı davalı erkeğin lehine olacak şekilde davalı-karşı davacı kadının davasının da kusur yönünden af kapsamına alınarak, davalı-karşı davacı kadının da davasının reddine karar verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Gerçekleşen bu durum karşında, ilk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen ve istinafa başvurulmayarak kesinleşen, erkeğin ailesinin müşterek yaşamı etkileyecek sıklık ve sürelerle tarafların yanında kaldığı, bu suretle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğunun, böylece evlilik birliğinin son bulmasında da davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu hale geldiğinin kabulü gerekecektir. Diğer yandan, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden ilk derece mahkemesince verilen boşanma hükmü, davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiği dikkate alındığında, yazılı gerekçe ile davalı-karşı davacı kadının kesinleşen boşanma davasının da reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
    3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere ilk derece mahkemesince taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve bu karar yalnızca davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilerek, kadının boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü, istinafın kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleşmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, erkeğin aynı sonuca yönelen boşanma talebi, gelinen aşamada artık konusuz hale gelmiştir. Bu durumda davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilememesi gerekir. Öyleyse, ilgili bölge adliye mahkemesince, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmünün kesinleştiği dikkate alınarak, erkeğin davası yönünden dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davada haklılık durumuna göre (HMK m.331) yargılama giderlerinden sorumlu olan tarafın belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    4-İlk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, kadının manevi tazminat talebinin reddine dair istinaf talebi, ... 1. Bölge Adliye Mahkemesinin temyize konu kararının mahiyeti gereği (boşanma davalarının reddine karar verilmesi sebebiyle) istinaf incelemesi kapsamı dışında kalmıştır. Kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü kesinleştiğine göre, davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat (TMK m.174/2) talebi yönünden de istinaf incelemesi yapılarak bir karar verilmesi gerekirken bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi sebebiyle de hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı kadının manevi tazminata yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma ve inceleme kapsamı dışında kalan davacı-karşı davalı erkeğin tüm temyiz itirazlarının reddiyle temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi 1. hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.12.2018(Salı)





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi