Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/34647
Karar No: 2017/1008
Karar Tarihi: 31.01.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/34647 Esas 2017/1008 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/34647 E.  ,  2017/1008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ..."ün gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


    Davacılar asıl dava ve birleşen davalarda, davalı ..."a ölmüş olan babalarından miras kalmış olan gayrimenkullerin üzerlerine intikali ve diğer işlemlerin takibi için vekaletname verdiklerini, yapmış oldukları araştırmada, taşınmazların satışının yapıldığını öğrendiklerini, davalının gayrimenkullerin satışının yapıldığına ve ne kadar bedelle kime satıldığına dair bir bilgi vermediğini, satış bedelleri ile ilgili herhangi bir ödeme de bulunmadığını, vekillik görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazların satış tarihindeki gerçek rayiç bedelinin şimdilik 10.000,00 TL"sinin satış tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, vekaletnamenin veriliş sebebinin miras kalan davaya konu gayrimenkullerin satılarak davacıların müteveffa babalarının ve kendilerinin yüksek miktardaki borçlarının ödenmesi olduğunu, davacılardan ... ile ..."ün kızı ... ve davacıların müteveffa babasından kalan ... Ltd.Şti aleyhine başlatılan bir çok icra takibi olması, yine piyasaya davacılar tarafından verilmiş bir çok senet ve çekin olması, bunların bir kısmının tefecilerin eline düşmüş olması sebebiyle davaya konu gayrimenkullerin satıldığını ve elde edilen gelirlerle davacıların borçlarının ödendiği savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulü ile; davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL"nin 08/01/2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacıların asıl dava ve birleşen davalardaki alacak isteminin, vekalet görevinin kötüye kullanılması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle, talimatlara uygun iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranılması hukuksal nedenine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 390/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 392/1) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Davalı vekil satış bedelini aldıktan sonra davacıya ödeme yaptığını ispatla mükelleftir. Başka bir değişle davada ispat yükü vekil olan davalıdadır. Davalı taşınmazların satış parası ile davacıların ve babalarından kalan şirketin borçlarının ödendiğini iddia etmiş ve delil olarak çek asılları ile senet asıllarını dosyaya ibraz etmiştir. Asılları ibraz edilen çeklerin bir kısmı icra takibine konu olan çekler olup bir kısmı ise davalının beyanına göre bedelleri ödenmek üzere 3. kişilerden alınan çeklerdir. İcra dosyalarının incelenmesinde davacı ... ile ... Ltd. Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığı ve bir kısım icra dosyalarına dava dışı 3.kişi tarafından ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı yapılan ödemelerin satılan taşınmazların bedeli ile yapıldığını iddia etmekte olup delil olarak ise elinde bulunan çek asıllarını ibraz etmiştir. Davacılar ise davalının delil olarak sunduğu çeklerin bazılarından dolayı davacı ..."ın karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı ceza alıp hapiste yattığını, icra dosyasına yapılan ödemelerin ise davalı tarafından yapılmadığını beyan etmişlerdir.Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazların satış tarihi itibarıyla gerçek değerinin 713.772,72 TL olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça bilirkişi kurulunun tespit ettiği bu değere itiraz edilmiş, itiraz üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır. O halde mahkemece, ... Limited Şirketi ile bono keşideci olan ..."nun davacılar ile bir bağlantısının olup olmadığı özellikle şirketin ortakları, temsilcileri araştırılmak suretiyle şirketin ticari defterleri de bilirkişi marifetiyle incelenmek suretiyle davalının delil olarak dayandığı çek ile bonoların bu şirketin ticari defterlerinde yer alıp almadığı tespit edilmeli, asıllarının davalının elinde bulunmasının da çek ve bonoların davalı tarafından bedellerinin ödendiği şeklinde değerlendirilmeli ve davalı tarafın taşınmazların rayiç bedellerine ilişkin itirazları incelenmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazların reddine, 2. bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.024,65 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi