14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6745 Karar No: 2019/5336 Karar Tarihi: 17.09.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6745 Esas 2019/5336 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, ortaklığın giderilmesi davasında davalılar tarafından temyiz edilen Sulh Hukuk Mahkemesi hükmünü inceledi. Tebligat Kanunu'na göre gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiğini belirtti. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağı ve öncelikle bilinen veya gösterilen en son adrese, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin normal bir şekilde tebligat yapılması gerektiği ifade edildi. İkinci aşamada ise, muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebligatın çıkaran mercie geri gönderilmesi gerektiği ve açık mavi renkli zarf kullanılarak tebligatın yapılabileceği belirtildi. Mahkeme, gerekçeli kararın davalıların adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya yapıldığını ve savunma hakkını kısıtlayacağını belirterek, dosyanın yerine iadesine karar verdi. Kanun maddeleri 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2, 20, 21/2 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2 ve 29. maddeleridir.
14. Hukuk Dairesi 2016/6745 E. , 2019/5336 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Somut olayda, Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, gerekçeli kararın başka adresi bilinmediği gerekçesiyle davalı ..."nün adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebliğe çıkarılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatapların savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla belirtilen davalılara yukarıda açıklanan ilkeler ışığında gerekçeli kararın tebliği ve temyiz süresinin dolması beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 17.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.