Esas No: 2020/5205
Karar No: 2022/1512
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5205 Esas 2022/1512 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2020/5205 E. , 2022/1512 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
No : 2019/1602-2020/528
İlk Derece
Mahkemesi : ... 31. İş Mahkemesi
İş kazası nedeniyle tazminat istemi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekillerinin tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmesi ve davacı tarafından da duruşmalı talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.02.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına gelen olmadı. Davalı adına da gelen olmadı. Tarafların yokluğunda duruşmaya başlanarak, temyiz isteğininde süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigortalının 15.05.2010 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle tazminat talep etmekle beraber dosya içerisinde yer alan ve hangisinin asıl dava dilekçesi olduğu anlaşılamayan hakim havalesi de içermeyen aynı tarihli dilekçelerden birinde 100.000 TL maddi tazminat ve 100.000 TL manevi tazminat talep etmişken, diğerinde 80.000 TL maddi tazminat ve 100.000 TL maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işçinin davalı şirkette teknik eleman olarak değil, ortacı temizlik görevlisi olarak çalıştığını, davacı işçi ve diğer görevliler tarafından temizlik yapıldığı sırada tamamen davacı işçinin kusuru sonucu kazanın meydana geldiğini, davacı işçinin tüm zararının davalı şirket ve SGK tarafından karşılandığını, davaya konu iş kazasının meydana gelmesinden sonra davacının herhangi bir maluliyeti kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “Davanın kısmen kabul, kısmen reddine
21.275,04 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 15.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
40.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Maddi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.ne göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Maddi tazminat yönünden; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.ne göre hesaplanan 9.009,75 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Manevi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.ne göre hesaplanan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Manevi tazminat yönünden; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.ne göre hesaplanan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Alınması gereken 4.185,69 TL harçtan peşin ile alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.161,39 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Suçüstü ödeneğinde karşılanan 1.552,30 TL mahkeme masrafından kabul ve red oranına göre 475,58 TL'lik kısmın davalıdan, 1.076,72 TL'lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “1-) Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b/1. bendi uyarınca Esastan Reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Vekili temyiz dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 506 Sayılı Kanunun geçici 87/a maddesi gereği %49 maluliyet oranı dikkate alınarak emekli edildiğini, bilirkişinin ise ısrarla geçerliliğini ve hukuki değerini yitirmiş olan %6 maluliyet oranını dikkate alarak hesaplama yaptığını, bu konudaki yanlışlık ve çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur oranlarının yerinde olmadığını, manevi tazminat miktarının az olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: kusur oranlarının yerinde olmadığını, sürekli iş göremezlik oranı tespitinin yerinde olmadığını, davacı zararının SGK ve müvekkili tarafından karşılandığını, manevi tazminat miktarının fazla olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Dava niteliği itibariyle sigortalının SGK tarafından karşılanmayan maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
2- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.03.2015 tarih ve 2013/15-1620 Esas, 2015/1096 Karar sayılı ilamında da işaret olunduğu üzere:
Bir dava dilekçesinde nelerin yer alacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 119.maddesinde gösterilmiştir. Buna göre dava dilekçesinde şu hususlar bulunur:
1) Görevli ve yetkili mahkemenin adı
2) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri
3) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası
4) Varsa tarafla kanunî temsilcileri ve davacı vekilinin ad ve soyadları ile adresleri
5) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri
6) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların açık özetleri
7) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği
8) Dayanılan hukukî sebepler
9) Açık bir şekilde talep sonucu
10) Davacının, varsa kanunî temsilci yahut vekilinin imzası
11) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri
HMK’nın 119/1-ğ maddesine göre, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davacı, neye karar verilmesini istiyorsa onu açık bir şekilde yazar. Mahkemece davanın kabulü halinde talep sonucunu aynen hüküm fıkrası olarak kararına alabilmesi bakımından talep sonucunun çok açık bir şekilde yazılması gereklidir.
Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Bu hükümde, “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de, bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir.
Bundan başka, talep sonucunun açık olmaması halinde, onu dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığı altında bir yoruma tabi tutarak, davacının bu dava ile neyin hüküm altına alınmasını istediği tespit edilmelidir (KURU, Baki- ARSLAN, Ramazan- YILMAZ, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 22. Baskı, ... 2011, sh.299).
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda harçlandırma formunda da davaya esas değerin 200.000 TL olarak gösterilmekle beraber dosya içerisinde yer alan ve hangisinin asıl dava dilekçesi olduğu anlaşılamayan dilekçelerin birinde maddi tazminat olarak 80.000 TL istenmişken, diğerinde 100.000 TL istenilmiş olduğu, bu durumun çelişki yarattığı dikkate alınıp mahkemece HMK 31.maddesi kapsamında davacıya maddi tazminat talebi miktarını açıklatıp bu çelişki giderildikten sonra yargılamanın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken bu çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur.
3- Kabule göre de; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında iddia ve talep başlığı altında davacının maddi tazminat isteminin 80.000,00 TL olarak belirtildiği, hüküm kısmında ise bu talebin kısmen kabulü ile 21.275,04 TL maddi tazminata hükmedilmekle beraber, hüküm fıkrasının 4 nolu bendi altında bu kabulle uyumlu olacak şekilde 80.000 TL’lik maddi tazminatın reddolan kısmı üzerinden nispi ret vekalet ücreti takdiri gerekirken, 100.000 TL’lik maddi tazminat talebi varsayılarak bu miktarın reddolan kısmı üzerinden davalı lehine nispi ret vekalet ücreti takdiri de hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın özellikle HMK 369/1.maddesi kapsamında kanunun açık hükmüne aykırı görülen bu hususlarda yukarıda belirtilen şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, HMK 371/1-ç maddesi gereğince karara etki eden yargılama hatası ve eksiklikler nedeniyle bu aşamada davacı ve davalı taraf vekillerinin bu aşamada temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, tarafların yokluğu dikkate alınarak duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.