3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/9762 Karar No: 2019/5552 Karar Tarihi: 19.06.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/9762 Esas 2019/5552 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/9762 E. , 2019/5552 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ..."da aile hekimi olarak hizmet ettiğini, hizmetini Sağlık Bakanlığı adına İstanbul Valiliğiyle yapmış olduğu sözleşmeye göre yaptığını, İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü kendisinden kira bedeli adı altında kamu zararı olarak 6.170,00TL talep ettiğini, kendisinin bu bedeli ihtirazi kayıt ile ödediğini, ancak 15/06/2011-28/02/2013 tarihleri arasında kira bedeli ve faiz istenmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, bu dönem için ödemiş olduğu bedelin davalıdan yasal faizi ile tahsiline, kira borcu vs. nedenle kamu zararına ilişkin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; Pendik ilçesi, ... Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacıdan 15/06/2011-28/02/2013 tarihleri arasında yasal mevzuat gereği yapılması gereken kira tahsilatının yapılmadığı için davacı hakkında takip başlatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece asliye hukuk mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava, 18.02.2014 tarihinde 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.