17. Hukuk Dairesi 2016/7830 E. , 2019/3745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, trafik sigortası olduğu araç ile davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini belirterek, davacı eş için 124.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 30.000,00 TL manevi tazminat, diğer davacılar için ise ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminat, tüm davacılar için tedavi süresinden kaynaklanan 16.000,00 TL maddi tazminatı davalılardan (manevi tazminattan davalı ... hariç tutularak) tahsilini talep etmiş, birleşen dava da ise kaza ile ölüm tarihi arasındaki kazanç kaybını talep etmişlerdir.
Davalılar ayrı ayrı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asıl dava ile ilgili davacıların temyiz incelemesi;
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, dosyadaki takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Birleştirilen dava ile ilgili davacıların temyizinin incelemesinde;
Asıl davada, davacılar destekten yoksun kalma zararını, tedavi giderlerini ve manevi tazminatı, birleştirilen dosyada ise , desteğin kaza tarihi ile ölümü tarihi arasındaki kazanç kaybını talep etmişlerdir. Kazanç kaybına ilişkin olarak hükme esas alınan 10.2.2015 tarihli hesap raporunda,kaza tarihi ile ölüm tarihindeki asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Asıl davada ise destek zararı hesaplanırken, desteğin geliri Ziraat Odası’nın 22.2.2012 tarihli yazısında bildirilen 1.000,00 TL’ye göre, kaza tarihindeki asgari ücrete oranlanarak hesap edilmiştir. Kazanç kaybı zararı ile destek zararını farklı gelirlere göre hesap edilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, kazanç kaybı zararı için ek rapor alınarak, destekten yoksun kalma tazminatı hesabında esas alınan gelir kabul edilerek hesaplama yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.