21. Hukuk Dairesi 2017/3288 E. , 2018/8645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
Dava, davacının babasından aldığı ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden başlatılması, ödenen aylıkların yersiz ödeme adı altında eşinden aldığı ölüm aylığından kesilmesine dair davalı Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile “Davacı ..."ın müteveffa babası ..."ın ... Bağkur nolu sigortalılığı üzerinden almakta olduğu ve davalı kurumca kesilen ölüm aylığının kesildiği 01/02/2013 tarihinden itibaren başlatılması gerektiğinin tespitine,
Davalı kurumca davacı adına haksız olarak tahakkuk ettirilen borcun ve faizinin iptaline,
Davacı ..."ın eşi ..."dan dolayı almakta olduğu aylıktan davalı kurumca yapılan kesintilerin kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiğinin tespitine,
Aksi yöndeki kurum işlemlerinin iptaline,” karar verilmiştir.
Davalı Kurum vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince “1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.3 maddesi gereğince KABULÜNE,
Konya 4. İş Mahkemesinin 2016/446 E., 2016/546 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2)Davanın REDDİNE” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan eşi ..."ın 27.12.2012 tarihinde vefat ettiği, 20.04.2016 tarihinden itibaren davacıya eşinden ölüm aylığı tahsis edildiği, davacının babasının 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı iken 08.10.1996 tarihinde vefat ettiği, davacıya babasından 01.02.2013 tarihi itibariyle ölüm aylığı tahsis edildiği, davalı Kurumun davacının hak sahibi sıfatı ile babasından aldığı ölüm aylığını iptal edip ödenen aylıkların yersiz ödendiğinden bahisle iadesini istediği anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Yasa"nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa"nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrası uyarınca; “onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"inden az aylık bağlanamaz”.
4956 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Ek madde 3"e göre 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olanlar bakımından 1479 sayılı Yasa hükümleri uygulanacaktır.
Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar 5510 sayılı Yasa uyarınca davacının babasından dolayı ölüm aylığına hak kazanamayacağına karar verilmişse de 5510 sayılı Yasa"nın 54.maddesinin somut olayda uygulanabilmesi için hak sahibi sıfatı ile ölüm aylığı talep edilebilecek her iki sigortalının ölüm tarihinin de 01.10.2008 tarihinden sonra olması gerektiği açıktır. Dolayısıyla, somut olayda davacının eşi ile babasının sigortalılık statüleri farklı olduğundan aylığa hak kazandığı açıktır.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmektedir.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.