
Esas No: 2020/11325
Karar No: 2022/1520
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/11325 Esas 2022/1520 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine hükmetmiş ancak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kararın incelenmesinde, 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, bu sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığı tarafından tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılacağı belirtilmiştir. Kararda ayrıca, iş mahkemelerinin kararlarının kesinlik sınırının tarihlerine göre belirlendiği ve karar tarihine göre kesinlik sınırının farklı olduğu ifade edilmiştir. Son olarak, dava lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının temyiz sınırının altında kaldığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz istemi kesinlik nedeniyle reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak, HMK'nın 362/1-a ve ek madde 1 hükümleri, Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesi ve 6763 sayılı Kanun'un 5. maddesi değişik metinleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 21. İş Mahkemesi
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. .Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/02/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile davacı asil ... ve adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL ve 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, davacı vekilinin müvekkili lehine 71.962,74 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin 11.07.2019 tarihli kararıyla davacı lehine 71.962,74 TL maddi ve 44.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın davacı ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2020 tarihli kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği ve bu hükmün davalı vekili tarafından temyiz edildiği gözetildiğinde HMK 110. Maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 72.070 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlik nedeniyle REDDİNE, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, kararın niteliği itibariyle taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 08.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.