3. Hukuk Dairesi 2017/9019 E. , 2019/5547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taraflar arasında imzalanan 23.01.2012 tarihli kule vinç kira sözleşmesi ile POTAIN GTMR 386A tipindeki 69775 seri no.lu kule vincin davalı şirkete kiralandığını, kiralanan kule vincin davalı şirket şantiyesinde kurulduğunu ancak kule vincin ön tarafında bulunan yükün kaldırılmasında kullanılan "Bom" ismiyle anılan parçasının 5 metrelik bölümüne yapılan iş sebebiyle ihtiyaç duyulmadığından davalı şirketin talebi üzerine vince ilave edilmeden davalının şantiye sahasında bırakıldığını, kiralanan kule vincin sözleşme bitiminde kendi teknik servis elemanları tarafından demontaj işlemi yapılarak davalı şirket şantiye alanından teslim alındığını, iş bu teslim esnasında kule vince monte edilmeden şantiye alanında bırakılmış olan 5 metre uzunluğundaki Bom parçasının taşıyıcı profillerinin eğilmiş olduğunun anlaşıldığı ve böylece hasarlı şekilde teslim alındığını, yenilenen Bom parçası için düzenlenen KDV dahil 9.440 Euro (TL karşılığı 21.608,16 TL) bedelli, 12.06.2012 tarihli faturanın bedeli ödenmediğinden, davalı şirket aleyhine İstanbul 25. İcra müdürlüğü"nün 2013 /701 E. sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, ancak davalı şirketin icra takibine kötüniyetle itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile davalının % 20" den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davada, ticaret merkezleri olan Ankara icra müdürlükleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının icra takibine girişmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, eğer bir hasar mevcutsa bu hasarın, davacı şirket tarafından yaptırılacağı öngörülen makine kırılması sigortası kapsamında tazmininin istenmesi gerektiğini, davacıdan sadece kule vincin kiralandığını, ayrıca bom parçasının talep edilmediğini, şantiyeye getirilip bırakılmasının istenmediğini, bomun kule vince monte edilmediğinden kule vincin bir parçası olmadığı ve vinç hasarından bahsedilemeyeceğini, monte edilmediğine göre daha evvelden hasarlı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacının sanki taraflar arasından alım-satım varmış gibi sıfır parça bedeli talep etmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dosya üzerinden aldırılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak; davanın kabulüne, davalının İstanbul 25.İcra Müdürlüğü"nün 2013/701 E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminat koşulları oluştuğundan asıl alacak olan 9.440,00 euro"nun takip tarihindeki kur olan 2,37,77 üzerinden 22.445,49 TL"nin % 20"si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda taraflar arasında; 23.01.2012 tarihli kule vinç kira sözleşmesi olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dosya arasında bulunan 30.01.2012 işe başlama 02.02.2012 işi bitirme tarihli “servis formu”nda davaya konu kule vincin şantiye alanına getirildiği ve 16 metre yükseklik 45 metre bom olarak montajının yapıldığı, daha sonra 3 mast ve 5 metre bom ekleneceğinin belirtildiği, bu formda davaya konu bom parçasının davalıya teslimi sırasında hasarlı olduğuna dair bir bilginin yer almadığı, 30.05.2012 tarihli “servis formu”nda ise kule vincin demontajının yapıldığı ve 5 metrelik bomun hasarlı olarak tıra yüklendiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Buna göre; davaya konu bom parçasının sağlam şekilde davalı tarafa teslim edildiği fakat hasarlı olarak teslim alındığı sabittir. Zira; dosya kapsamında bu hususun aksini ispat edecek yazılı bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır. Bu çerçevede mahkemece; davacı tarafın uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği yönündeki kabulü yerinde ise de, davaya konu bom parçasının sıfır bedelinin tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece; davaya konu bom parçası başında keşif icra edilerek, parçanın hasar tarihindeki 2. el piyasa rayiç bedeli ile hurda değeri belirlenerek, parçanın hurdası davacı tarafa bırakılmış ise, belirlenen rayiç bedelden hurda değeri düşülmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalının, parçanın sıfır değerinden sorumlu olduğuna karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.