Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2275
Karar No: 2019/5542
Karar Tarihi: 19.06.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/2275 Esas 2019/5542 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/2275 E.  ,  2019/5542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : YENİCE (ÇANAKKALE) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; ortak murisleri ..."ün 26.02.2015 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını davalı ...’e vasiyet ettiğini, ancak vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 81 yaşında olduğunu, vasiyetnamenin ne olduğunu ve sonuçlarını idrak edebilecek durumda olmadığını, murisin vasiyetnamenin düzenlenmesinden bir süre önce davalı kızının yanında kalmaya başladığını, ve vasiyetnamenin kendisine kızı tarafından bakılmayacak korkusu ile düzenlendiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ettiler.
    Davalı; babasının ölümünün ardından annesi olan murisin bakımı ile kendisinin ilgilendiğini, murisin sağlığında davacıların bir takım işlemlerle vasiyetnameye konu olan taşınmazdan çok daha değerli olan taşınmazları kendi üzerlerine aldıklarını, bunun üzerine annesinin vasiyetname ile kendisine davacıların aldığından daha değersiz bir yeri bıraktığını, davacıların miras taksimine yanaşması halinde buna hazır olduğunu, ayrıca davacıların murise ait aylıkları çekerek murise vermediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; aldırılan ATK raporunda murisin vasiyetnamenin düzenlendiği sırada ayırt etme gücünün bulunduğu kendi hür iradesiyle eylem ve işlemlere girişebilecek yetenekte olduğuna yönelik mütalaa verildiği, davacıların TMK m. 557 hükmünde öngörülen iptal sebeplerini kanıtlamaya yönelik delil bildirmedikleri ve ATK raporunun aksini ispatlayamadıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı suretinin getirtilerek, dosya içine konulması gerektiği, somut olayda ise; dava konusu vasiyetnamenin, Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/896 E. - 1677 K. sayılı ilamı ile açılıp okunmuş ise de karar Yargıtay"a temyiz incelemesi için gönderilmiş olup henüz kesinleşmediği, mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak, kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtildikten sonra, mirasçılar tarafından yasal süre içerisinde iptal davası açılıp açılmadığı da belirlenerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Yenice(Çanakkale) Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13/09/2017 tarih ve 2015/168 E. - 2017/77 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK."nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava; vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
    4721 sayılı TMK’nun 559. Maddesinde, vasiyetnamenin iptali davasına ilişkin ‘’hak düşürücü süreler’’ düzenlenmiştir. Buna göre, maddenin birinci fıkrasında; ’’iptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.’’ denilmektedir.
    Somut olayda; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin açılma dava dosyasının derdest olduğu gerekçe gösterilerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; yukarıdaki madde metninde açıkça ifade edildiği üzere iptal davasında dava açma hakkı; davacıların vasiyetnameyi öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl olup, iş bu sürenin başlangıcının öğrenme tarihi olduğu, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davanın sonuçlanması ya da kesinleşmesinin beklenmesinin gerekmeyeceği açıktır.
    O halde, Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin iptali davasında dava açma hakkı davacıların vasiyetnameyi öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl olduğu göz önünde bulundurularak; davacıların, davaya konu vasiyetnameyi öğrenme tarihleri tespit edildikten sonra, işin esası hakkında inceleme ve değerlendirme yapılıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve evksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 19.06.2019 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    6100 sayılı HMK"nun 353-1/a-6 maddesi hükmüne göre, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esası ile ilgili gösterdikleri delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenmeden, kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir.
    Somut olayda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 18/12/2017 tarih ve 2017/37 E. - 2017/39 K. Sayılı kararda; Yenice (Çanakkale) Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13/09/2017 tarih ve 2015/168 E - 2017/77 K sayılı hükmünün dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK"nun 359 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dava dosyasının HMK"nun 353/1-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmektedir.
    Ancak, Yargıtayca incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı HMK"nun 353/1-a-6 maddesinde açıkça belirtildiği üzere kesin nitelikte olduğundan (3 HD 22/01/2019 tarih 2017/16074 E - 2019/413 K., 3 HD 2019/1455 E - 2019/2957 K, 17 HD 19/06/2019 tarih 2017/562 E - 2019/7821 K, 12 HD 23/05/2019 tarih ve 2018/7559 E - 2019/8972 K) ve HMK"nun 361/1 maddesi uyarınca "Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar..." temyiz edilebileceğinden, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK"nun 364 maddesi ve 6100 sayılı HMK"nun 366 maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. Maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi görüşünde olduğumdan, çoğunluğun bozma yönündeki düşüncesine katılmıyorum. 17.07.2019

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi