8. Ceza Dairesi 2016/12916 E. , 2018/199 K.
"İçtihat Metni"
Parada sahtecilik suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 37. maddesi delaleti ile 197/1 ve 52/2...3. maddeleri gereğince 3 yıl hapis ve 6.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2013 tarihli ve 2012/203 esas, 2013/131 sayılı;
Parada sahtecilik suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Kanun"un 197/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/06/2013 tarihli ve 2012/459 esas, 2013/202 sayılı;
Parada sahtecilik suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Kanun"un 197/1 ve 52/1...2. maddeleri gereğince 3 yıl 6 ay hapis ve 10.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/38 esas, 2013/215 sayılı kararlarını kapsayan dosyaları ile ilgili olarak;
Sanık hakkında 09.07.2012 tarihinde işlediği aynı suçtan Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca 01.10.2012 tarihli ve 2012/6795 soruşturma, 2012/2401 esas ve 2012/157 sayılı iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı, parada sahtecilik suçlarının kesintisiz suçlardan olduğu, iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesintinin oluştuğu, sanığın mükerrer cezalandırılmasının önlenmesi bakımından iddianamesi daha önce düzenlenen Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 tarihli ve 2012/203 esas, 2013/131 karar sayılı dosyası üzerinde birleştirme işlemi yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde her üç dosyadan ayrı ayrı sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.11.2016 gün ve 2016/1936 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 13.12.2016 gün ve KYB/2016...395001 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Aynı anda üretilen, nakledilen, ülkeye sokulan paraların tümü tek bir suç oluşturmaktadır. Sayılan fiillere katılmadan, yasal olmayan yollardan elde edilen bir miktar sahte para ve paraya eşit sayılan değerlerin kullanıma sunulması ise, "tedavüle koymak" fiilini oluşturmakta ve niteliği itibariyle sürekliliği gerektirmesi nedeniyle tek
S/2
bir suçu teşkil etmektedir. Ancak bu durum, yıllarca devam eden fiilin her zaman tek bir suçu oluşturacağı şeklinde de yorumlanmamalıdır. Fiili veya hukuki kesintinin varlığı halinde ayrı suçların oluştuğu kabul edilmelidir. Hukuki kesinti iddianamenin düzenlenmesi, mahkumiyet kararı, vazgeçme üzerine verilen düşme kararı, af yasası gibi durumların ortaya çıkması ile gerçekleşmektedir. Fiili kesinti ise failin eylemine ara vermesi veya tutuklanması, askere gitmesi, uzun süre hastanede yatması gibi bir nedenle eylemin sürdürülememesi hallerinde meydana gelmektedir. Bu durumlarda eylemlerin gerçekleştirildiği yer ve araya giren zaman aralığı, yeni bir suç işleme kastı, fiili kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından önem arz etmektedir.
Somut olaya bakıldığında ise; hükümlünün 09.07.2012 günü Adıyaman ilinde parada sahtecilik suçunu işledikten sonra aynı tarihte suça konu sahte para ile birlikte yakalanıp serbest bırakıldığı,15.08.2012 tarihinde Bandırma "da gerçekleştirdiği eylem nedeniyle aynı gün yakalanıp göz altına alındıktan sonra sorgu aşamasında serbest bırakıldığı; 05.09.2012 günü İstanbul"da sahte paralar ile yakalanıp gözaltına alındıktan sonra serbest kaldığının anlaşılması karşısında; yeni bir ortamda daha rahat ve kolay hareket edeceği, aranmadığı, tanınmadığı düşüncesiyle yenilenen suç kastıyla eylemlerini gerçekleştirdiği, bu nedenle her üç olay arasındaki zaman ve mekan farkı ve fiili kesintinin gerçekleşmiş olması da gözetildiğinde temadinin kesildiği ve fiili nedenle kesilen temadiden sonra sanığın gerçekleştirdiği her bir eyleminin yeni bir suç işleme kararının icrası kapsamında ortaya çıktığı, bu itibarla, sanığın Adıyaman, Bandırma ve İstanbul"da farklı tarihlerde gerçekleştirdiği eylemlerinin birbirinden bağımsız, ayrı suçları oluşturup sanık hakkında açılmış bulunan mükerrer dava bulunmadığından, mahkemelerin uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 11.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi .