22. Hukuk Dairesi 2012/14944 E. , 2013/7024 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, davalıya ait işyerinde 01.08.1997-04.04.2008 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedene dayanılmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından ekonomik nedenlerle ve hak kazandığı tazminatları ödenerek feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkemece, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işverence haksız feshedildiği, davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin bir miktar ödeme yapılmış ise de tamamının ödenmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir .
Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının dava dilekçesinde faiz talep etmesine rağmen ıslah dilekçesinde faiz talebinin olmadığı gözetilmeden ıslah ile artırılan miktarlara, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1- a. ve 1-b. bentlerinin tamamen çıkarılarak yerine 1-a)Net bakiye kıdem tazminatı alacağı 1.192,75 TL"nin 100,00 TL"sinin dava tarihi olan 11.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yüksek mevduat faizi ile birlikte, bakiye 1.092,75 TL"sinin ise ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olması dikkate alınarak faiz yürütülmeksizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Net ihbar tazminatı alacağı 1.337,70 TL"nin 100,00 TL"sinin dava tarihi olan 11.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, bakiye 1.237,70 TL"sinin ise ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olması dikkate alınarak faiz yürütülmeksizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine yazılmak suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 02.04.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Sayın çoğunluğun görüşü doğrultusunda ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacının ıslah dilekçesi ile dava konusu tazminat ve alacak miktarını artırmak suretiyle dava dilekçesini kısmen ıslah ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kısmi ıslahta dava dilekçesinin sadece miktar yönü düzeltilmiş olup, dava dilekçesinin diğer kısımlarının geçerli olduğunun kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinin faiz ile ilgili kısmı ıslahla artırılan miktar için de geçerlidir. Davacının faiz talebini ıslah dilekçesinde tekrar etmesinin anlamı yoktur. Aksi halde dava dilekçesinin miktar dışındaki tüm unsurlarına ıslah dilekçesinde de yer verilmesi gerekir ki, kısmi ıslahta bunun gereksizliği ortadadır. Somut olayda ıslaha konu usul işlemi dava dilekçesi olup, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu, bunun ayrıca ve özel olarak belirtilmesinin gerekmediği kabul edilmelidir.
Dava konusu miktarın artırılması suretiyle davanın kısmen ıslahı ile ek dava bazı yönlerden benzerlik gösterse de, esas itibariyle farklı müesseseler olduklarından ıslahla ilgili sorunların yine ıslah müessesesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla kısmi ıslahla ortaya çıkan hukuki sorunların ek dava müessesesi ile çözümlenmesi her zaman doğru olmaz. Bu bağlamda temerrüt dolayısıyla faizin başlangıcı ve zamanaşımına ilişkin sorunların çözümü yönünden kısmi ıslah ile ek dava paralellik göstermekte ise de, ek davada faize karar vermek için talep şartı kısmi ıslahta aranmamalıdır. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla, miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmez.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmuş olup, yukarıda açıklanan nedenlerle ıslah dilekçesinde ayrıca faiz istemesine gerek olmadığından, ihbar tazminatının ıslahla artırılan miktarına mahkemece faiz yürütülmesi isabetli olup, kararın onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun aksi yönündeki görüşüne katılamıyorum. 02.04.2013