Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4046 Esas 2016/855 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4046
Karar No: 2016/855
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4046 Esas 2016/855 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemidir. Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını öne sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davacının toplam 34.287,15 TL asıl alacağı bulunduğunu ve takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar akdi faiz talep edilebileceğini belirtmiş, ancak belirlenen % 110 faiz oranının kanuna aykırı olduğunu ve TBK'nın 88. maddesi uyarınca tespit edilen faiz oranlarına göre alacağın belirlenmesi gerektiğini söyleyerek davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir. Davacı banka, borçluya verilen teminat mektubu komisyonlarının ödenmediğini ileri sürmüş, ancak icra takibiyle alakaılı bir dava olduğu için bu hususun incelenemeyeceğini belirtmiştir. Kararın sonunda, hüküm davalı yararına bozulmuş ve kanun maddelerine göre açıklamalar yapılmıştır. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 7., 76., 88., 120. ve 198. maddeleri.
19. Hukuk Dairesi         2015/4046 E.  ,  2016/855 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-

    Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacak nedeniyle ödemeler yapıldığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan toplam 34.287,15 TL asıl alacağının bulunduğu, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar akdi faiz talep edilebileceği, ancak bilirkişi tarafından belirlenen % 110 faiz oranının, 6098 sayılı TBK"nın 7. maddesi gereğince görülmekte olan davalara da uygulanması gereken, 76, 88, 120. ve 198. maddelerine aykırı olduğu, mahkemece TBK"nın 88. maddesi uyarınca tespit edilen faiz oranlarına göre alacağın belirlendiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 34.287,15 TL asıl alacak, 41.501,70 TL işlemiş faiz, 2.075,08 TL BSMV olmak üzere toplam 77.863,93 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 35,5 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, % 40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı banka genel kredi sözleşmesi gereğince borçluya teminat mektubu verildiğini ve teminat mektubu komisyonlarının ödenmediğini ileri sürmüştür. Banka komisyon alacağının ödenmesi için hesabı kat ederek 16.06.1998 tarihli ihtarnameyi keşide etmiş ve ihtarname 19.06.1998 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş, verilen 1 günlük süre sonunda borçlu 21.06.1998 tarihinde temerrüde düşmüştür. Ancak, banka icra takibine 10.02.2012 tarihinde başlamış olup, kat tarihi itibariyle takip tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, davalı bu yönde itirazda bulunmuştur. Bu yön gözetilmeden bankanın komisyon alacakları yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Diğer yandan, itirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bir dava çeşitidir. Banka, icra takibinde alacağının dayanağı olarak genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarnamesini göstermiştir. Oysa, yargılama sırasında hüküm altına alınan alacağın davacı banka ile borçlu arasında düzenlenen Borç Tasfiye Protokolünün damga vergisinden doğduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, icra takibinde talep edilmeyen bir alacağın yargılama sırasında incelenerek hüküm altına alınması da kabul şekliyle isabetsizdir.

    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.