Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11513 Esas 2019/4948 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11513
Karar No: 2019/4948
Karar Tarihi: 02.10.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11513 Esas 2019/4948 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı bir miras davasıyla ilgilidir. Davacı, annesinin mal varlığında mal kaçırma amaçlı olarak davalı çocuklarına taşınmazların temlik edildiğini iddia etmiştir ve tapu iptali-tescil ve tazminat istemiş. Davalılar ise aralarında yapılan sulhnamenin davacının haklarından feragat ettiğini belirtmişlerdir. Mahkeme, davacının hak düşürücü sürenin dolduğu ve sulhnamenin davacının haklarından feragat ettiğini göz önünde bulundurarak davayı reddetmiştir. Karar daha sonra temyiz edildi, ancak temyiz itirazı reddedildi. Kanun maddeleri olarak, TMK'nun 6 ve HMK'nın 190. maddeleri belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2016/11513 E.  ,  2019/4948 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, mirasbırakan annesi ...’in 264, 321, 322 ve 1338 sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı çocuklarına temlik ettiğini, bunlardan 322 parsel sayılı taşınmazın sonradan 3.kişiye satıldığını ileri sürerek, tapu iptali-tescil ve tazminat isteklerinde bulunmuştur.
    Davalılar, iddialarının haksız olduğunu, aralarında düzenlenen sulhname ile davacının bedel aldığını ve başkaca dava açmayacağını bildirdiği halde bu dava ile mükerrer hak talep ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, mirasbırakanın 23.5.1995 tarihinde vefat ettiği, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, ayrıca taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesine yönelik düzenlenen sulhnamede davacının haklarından feragat ettiği gerekçeleriyle davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’... Davaya konu edilen 4 parça taşınmazın kadastro tespitinin 1972 yılında yapıldığı, mirasbırakanın ise tespitten sonra 23.05.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır. Hâl böyle olunca, işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir... "gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının miras payları karşılığında bedel aldığının ispatlandığı, talep edebileceği bir hakkının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; taraflar arasındaki 20.05.2004 tarihli sulhnamenin tarafların diğer mirasbırakanı Mehmet’ten intikal eden taşınmazlar ile mirasbırakan Rukiye’nin dava konusu olmayan diğer taşınmazları hakkında düzenlendiği, davaya konu edilen temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığının TMK"nun 6 ve HMK"nun 190. maddeleri gereğince usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddi bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre,davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.