11. Hukuk Dairesi 2016/7973 E. , 2018/1422 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ..... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/04/2016 tarih ve 2013/296-2016/81 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin her türlü mutfak eşyası, züccaciye, porselen, emaye, cam, çelik, her çeşit maddeden mamul mutfak ve sofra takımları ile buna benzer eşyaların alınıp satılması v.s işlerde 1994 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 2007/04129, 2009/02423, 2011/03077 sayılı tasarımının bire bir taklidi suretiyle davalı şirket tarafından piyasaya sunulduğunu ileri sürerek, müvekkiline ait tasarıma tecavüzün durdurulmasını, önlenmesini ve men"ini, ürünlere el konulmasını, imhasını, hükmün ilan edilmesini, 554 sayılı KHK m.52/a gereği 80.000 TL maddi, 70.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; birleşen davanın ise reddini istemiştir.
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili, davacı tarafından ihlal iddiasına konu edilen ürünlerin ..... satın alındığını, bu ürünlerin taraflarınca üretilmediğini savunarak asıl davanın reddini istemiş; birleşen davada ise davacı tasarımlarının yenilik unsuru ihtiva etmediğini savunarak hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davalıya ait dava konusu ürünlerin davacı tarafa ait tasarımlara iltibas derecesinde benzer olduğu, davalının satışa sunduğu ürünlerin davacı tarafın satışının yapılması halinde davacının elde edeceği kazancın 101.258,60 TL olduğu, tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği manevi tazminat takdiri gerektiği; birleşen davada, davalı tarafın tasarımlarının hükümsüzlüğüne ilişkin ..... firmasına ait olduğu öne sürülen kataloğun güvenilir olmayıp, basım yeri ve ne şekilde temin edildiğinin belli olmadığı, davalı tarafa ait tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmadığı hususunda yeterli delil olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile, davacı tarafın 2007/04129 -1-3, 2009/02423-8, 2011/03077-13-14-15-17 sayılı tasarımlarına tecavüz olduğunun tespiti ve men"i"ne, davalı tarafın YCG 278-279-280-281 kodlu ürünlerin satışını yapmasının engellenmesine, ürünlere el konulmasına, imhasına; 80.000 TL maddi ve 12.500 TL manevi tazminatın 27.05.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
.../...
Kararı, asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat; birleşen dava ise, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Birleşen davada, davacı tarafça sunulan ..... ürünlerine ait internet sayfası görsellerinin düzenlenme tarihleri teknik bilirkişi tarafından tespit edilememiş olup, bunun nedeni ise raporda denetime uygun şekilde açıklanmamıştır. 554 sayılı KHK"nin 5. maddesi uyarınca dava konusu tasarımların yenilik unsuruna sahip olması zorunlu olup, bu husus aynı zamanda kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında ibraz edilen delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, ilgili görsellerin ne zaman internet ortamına yüklendiğine dair gerekli araştırmalar yapılarak, gerektiğinde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/02/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
.....
KARŞIOY
Birleşen dava, davalıya ait tescilli endüstriyel tasarımın yeni ve ayırt edici olmaması nedeniyle hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Bir tasarımın yenilik vasfından yoksun olduğu hususundaki iddianın, işin kamu düzenini de ilgilendiren yönü gözetildiğinde, 554 sayılı KHK hükümleri ile HMK"nın 192. maddesi kapsamında, takdiri nitelikteki deliller ile ispatlanabilmesi mümkün ve muhtemeldir. Böyle bir davada ispat yükü, kural olarak, tasarımın yeni olmadığını ileri süren tarafa aittir. Davacı bu noktada, yenilik kırıcı delil olarak, HMK"nın 199. maddesi kapsamında "belge" kapsamında kabul edilmesi gereken internet sitelerinde yer alan ürün görsellerine ve yabancı bir firmaya ait 2006 yılı kataloğuna dayanmış, davalı yan ise gerek söz konusu kataloğun ve gerekse de internetten elde olunan görsellerin delil olarak kabul edilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece de, davacı yanca ibraz edilen kataloğun basım yeri ve ne şekilde temin edildiğinin belirgin olmadığından bahisle, davacı yanca sunulan bu delile itibar edilmemiştir.
Davacı yanca sunulan katalog, üzerinde de belirtildiği üzere yabancı bir firmaya ait 2006 yılı ürünlerine ilişkin görseller içeren bir broşür niteliğindedir. Tanıtım amaçlı bir ürün katalogunun baskı yeri ihtiva etmesini gerektiren bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Mahkemece, konuyla ilgili yabancı herhangi bir mevzuat hükmüne de dayanılmamıştır. Keza, gerek HMK"da ve gerekse de sair mevzuat hükümlerinde, hukuka aykırı olarak elde olunmadığı sürece, reklam amaçlı bir ürün katalogunun ne şekilde temin edildiğinin açıklanmasını gerektirir herhangi bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Bu durumda, mezkur kataloğun delil uydurmak amacıyla düzenlenmiş yazılı belge niteliğinde olduğunu savunan ve bu durumdan kendi lehine sonuç çıkaran davalı tasarım sahibinin, MK"nın 6. ve HMK"nın 190. maddeleri gözetildiğinde, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu açıktır. Davalı bu yöndeki savunmasını ispat zımnında herhangi bir delil getirmediği gibi HMK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir karşı ispat gayreti içerisinde de olmamıştır.
Her ne kadar takdiri deliller mahkemece serbestçe değerlendirilir ise de, mahkemenin, işin niteliğine uygun düşmeyen bir gerekçe kullanmak suretiyle delil olarak sunulmuş bir belgeyi güvenilir bulmaması açık bir değerlendirme hatasıdır. Açıklanan bu durum karşısında, HMK anlamında belge niteliğinde olan kataloğun delil olarak kabul edilmemesi için bir neden bulunmamaktadır.
Söz konusu broşürün, eşyanın tabiatı gereği ve hayatın olağan akışı içerisinde, kronolojik bir bakışla, 2006 yılından hemen önce üretilen ve aynı yıl piyasaya sunulan ürünlere ilişkin görselleri ihtiva ettiğinin kabulü gerekir. Katalogdaki görsellerin davalıya ait tescilli tasarımın yenilik vasfını kırıcı olduğunun saptanması halinde ise tek başına bu delille dahi davanın ispatlanabilmesinin olanaklı olduğu açıktır.
Tüm bu açıklanan hususlar çerçevesinde, davacı dayanağı bu belgenin de incelenmek suretiyle sonuca varılması gerektiği kanısını taşımaktayız. Bu nedenle Dairemizin değerli çoğunluğunun söz konusu belgenin delil olarak kabul edilmemesine yönelik mahkeme gerekçesini yerinde bulan görüşüne katılmıyoruz.