Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/2261 Esas 2020/4102 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2261
Karar No: 2020/4102
Karar Tarihi: 26.02.2020

Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/2261 Esas 2020/4102 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/2261 E.  ,  2020/4102 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Tehdit
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, "tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması" gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeden doğrudan mernis adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapıldığı anlaşılan ek karar tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmakla, temyiz isteminin reddine ilişkin yerel Mahkeme kararı kaldırılarak dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara o yer Cumhuriyet savcısının yaptığı itiraz nedeniyle yerel Mahkemesi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile 17.04.2015 tarihli ek kararla hükmün açıklanmasına karar verilerek sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karardan farklı olarak TCK"nın 43. maddesinin uygulandığı anlaşılmış olmakla;


    1-CMK"nın 271/1.maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafii veya vekil dinlenir" hükmü gereğince belirtilen kişilerin dinlenmeme gerekçesinin gösterilmemesi,
    2-Sanığın, mağdurların kendisinin iş yerinin önüne gelerek huzursuzluk çıkarttıklarını ve kendisine hakaret ettiklerini savunması karşısında, TCK"nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
    Kanuna aykırı ve sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.