![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2021/660
Karar No: 2022/794
Karar Tarihi: 09.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/660 Esas 2022/794 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/660 E. , 2022/794 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/660
Karar No : 2022/794
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : …
2- … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Enerji Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 14/10/2020 tarih ve E:2016/4423, K:2020/4341 sayılı kararının esas ve vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının rödövansçı şirket olarak faaliyette bulunduğu Tekirdağ ili Malkara ilçesi sınırları dâhilinde ... İç ve Dış Nakliyat Petrol Ürünleri ve Madencilik San. Tic. A.Ş. uhdesinde bulunan ... sicil numaralı IV. grup işletme ruhsatlı saha için, teknik/daimi nezaretçi atanması istemiyle yaptığı başvurunun, teknik/daimi nezaretçi atama belgelerinin ruhsat sahibi tarafından imzalanmadığından ve onaylanmadığından bahisle reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin 131. ve 139. maddelerinde yer alan daimi ve teknik nezaretçinin ruhsat sahibince atanacağına dair düzenlemelerin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 14/10/2020 tarih ve E:2016/4423, K:2020/4341 sayılı kararıyla; davalı idarelerin usule yönelik ehliyet ve süre itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 3. maddesinde yer alan "daimi nezaretçi" tanımı ile 31. ve Ek 7. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Dava konusu Yönetmelik hükümleri yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin, 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği'nin 134. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan Yönetmelik hakkında karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığı,
Ancak, dava konusu Yönetmelik maddeleri, bireysel işleminin dayanağını oluşturduğundan işin esasının incelenmesi gerektiği,
Yönetmeliğin iptali istenilen "Teknik nezaretçinin atanması" başlıklı 131. maddesinde, teknik nezaretçi atanması için ruhsat sahibi veya hammadde üretim izin sahibi kamu kurum ve kuruluşlarınca, Maden İşleri Genel Müdürlüğüne müracaat edileceği, "Daimi nezaretçinin istihdamı" başlıklı 139. maddesinde ise, daimi nezaretçinin istihdam edilmesi için ruhsat sahibince, teknik eleman/daimi nezaretçi görevlendirme bildirimi, diploma veya çıkış belgesi ile oda sicil belgesinin aslı ya da onaylı sureti, istihdam belgesinde adı geçenlere ait imza beyanı ile Maden İşleri Genel Müdürlüğüne bildirileceğinin düzenlendiği,
3213 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 04/02/2015 tarih ve 6592 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile değiştirildiği, 6592 sayılı Kanun'un 6. maddesinin gerekçesinde, teknik nezaretçi kaldırıldığından onun yerine bu görevi daimi olarak yürütecek maden mühendisinin yaptığı denetimlerdeki tespit ve önerilerini kaydettiği daimi nezaretçi defterinin ruhsat sahibi veya vekiliyle imzalama sorumluluğu ile defterin ibraz edilmemesi veya düzenli tutulmaması halinde uygulanacak idari para cezasının belirlendiğinin ifade edildiği,
3213 sayılı Kanun'un 31. maddesinin de 6592 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile değişitirldiği, 6592 sayılı Kanun'un 16. maddesinin gerekçesinde ise, bu madde ile teknik nezaretçinin kaldırılarak, iş riski en yüksek olan maden sahalarında yapılacak madencilik faaliyetlerine daimi olarak bir maden mühendisinin nezaretinin getirildiği, faaliyetlerin can ve mal emniyeti açısından daha teknik ve güvenilir şekilde yapılarak kazaların en aza indirgenmesinin hedeflendiği, maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisinin daimi olarak, işletme büyüklüğü ve yapısal durumu gözönüne alınarak diğer meslek disiplinlerinden mühendis istihdam edilmesi zorunluluğunun getirildiği, mühendis istihdam etmeden maden işletme faaliyetinde bulunulması halinde idari para cezası uygulanması yönünde düzenleme yapıldığının belirtildiği,
3213 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile madde gerekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesinden; iş riski yüksek olan maden sahalarında yapılacak madencilik faaliyetlerinin can ve mal emniyeti ile kazaların en aza indirgenmesi amacıyla maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinin maden mühendisi nezaretinde yapılmasının zorunlu kılındığının anlaşıldığı,
Madencilik faaliyetini yürüten maden işçilerinin can güvenliği ve maden işletmesinin çevre yönünden taşıdığı tehlike dikkate alınarak, maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisinin daimi olarak istihdamı ve işletme faaliyetinin maden mühendisinin gözetiminde yapılması konusunda bir istisnanın öngörülmediği, bu durumun, maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinin, maden mühendisi nezaretinde yapılmasının zorunlu olduğu lafzı ile ortaya konulduğu,
Teknik nezaretçinin kaldırılarak, daimi nezaretçi istihdamının zorunlu kılınmasındaki amacın, bu görevin daimi olarak yürütülmesi ve yapılan denetimlerdeki tespit ve önerilerin düzenli olarak kaydedilmesi olduğundan, maden işletme faaliyetinde bulunulan her bir ruhsat için en az bir maden mühendisinin daimi olarak nezaret görevini yürütmesi gerektiği,
Nitekim, 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği’nin 123. maddesinin 2. fıkrasında, "Ruhsat sahibi, hammadde üretim izin sahibi, rödövansçı veya faaliyeti gerçekleştiren tarafından daimi nezaretçinin atanması, Genel Müdürlük onayı ile tamamlanır..." düzenlemesine yer verildiği,
Bu durumda, 3213 sayılı Kanun'un Ek 7. maddesinde, maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumlulukların rödövansçıya ait olduğunun hükme bağlanması karşısında, Yönetmeliğin dava konusu edilen maddelerinde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Davacının teknik/daimi nezaretçi atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlem yönünden;
Davacı şirket tarafından teknik/daimi nezaretçi atanması istemiyle yapılan başvurunun, Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin 131. ve 139. maddeleri uyarınca reddedildiği anlaşıldığından, hukuka aykırılığı saptanmış olan Yönetmelik hükümlerine dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle,
Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin 131. ve 139. maddelerinde yer alan daimi ve teknik nezaretçinin ruhsat sahibince atanacağına dair düzenlemeler yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının teknik/daimi nezaretçi atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, 3213 sayılı Kanun'un Ek 7. maddesinde, rödövans sözleşmesi yapılan alanlardaki madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumlulukların rödövansçıya ait olduğu, ancak bu durumun ruhsat sahibinin bu Kanun'dan doğan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağının belirtildiği, daimi nezaretçinin yaptığı hatalardan dolayı ruhsatın iptal edilebileceği, bu nedenle daimi nezaretçinin ruhsat sahibi tarafından atanması gerektiği, davacı vekili duruşmaya katılmamasına rağmen, duruşmalı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Sekizinci Dairesinin davanın esasına yönelik kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen iptal kararı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idareler aleyhine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısma gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin İkinci Kısmının İkinci Bölümünün 20. sırasında, Danıştayda ilk derecede görülen duruşmasız davalar için 3.000,00-TL, duruşmalı davalar için ise 4.950,00-TL vekalet ücreti belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket vekilinin 14/10/2020 tarihinde yapılan duruşmaya katılmadığı anlaşılmış olup, bu husus temyize konu Daire kararında belirtilmesine karşın, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 4.950,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyize konu kararın hüküm fıkrasındaki, "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.950,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca; "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.000,00-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu bireysel işlemin iptaline, dava konusu düzenlemeler yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 14/10/2020 tarih ve E:2016/4423, K:2020/4341 sayılı kararının hüküm fıkrasının "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 09/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.