Esas No: 2017/889
Karar No: 2017/3125
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2017/889 Esas 2017/3125 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak, kasten yaralama, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, 6136 sayılı kanuna muhalefet, yağma, yağmaya teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ... savunmanı Av.... tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ... hakkında mağdur ...’e yönelik yağma; sanık ... hakkında mağdur ...’e yönelik yağma suçuna ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşılmakla zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
... 9.Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2011 gün, 2007/311-2011/130 sayılı kararı ile sanık ... hakkında mağdur ...’ya yağma suçundan verilen beraat kararının temyiz davası açılmadan mevcut hali ile kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, dosyanın bu açıdan yeniden ele alınıp ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.09.2014 gün, 2014/39-66 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet kararı yok hükmünde olup, yok hükmünde bir karara karşı temyiz davası açılamayacağı dikkate alındığında sanık ... savunmanının bu yöndeki vaki talebinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ..., ... ve BİM A.Ş.’ne karşı yağma suçlarından duruşmalı, adı geçen sanığın diğer suçları ile sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sırasında ileri sürülen temyiz itirazları doğrultusunda yapılan değerlendirmede;
Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesinin uygulandığı kararda belirtilmemişse de, infazda gözetilmesi olanaklı görülüp;
Gerekçeli karar başlığında, yakınan ...’e karşı 23.04.2007, yakınanlar ..., ..., ... ve ...’a karşı 09.05.2007, yakınanlar ... ve ...’ya karşı 10.05.2007, yakınanlar ..., ... ve ...’a karşı 12.05.2007, yakınanlar ... ve ...’na karşı 16.05.2007, yakınan ...’e karşı 17.05.2007 olan suç tarihlerinin “01/04/2007 ve 2007 yılının muhtelif ayları”; 18.03.2008 günlü oturumda şikayetinden vazgeçen ve katılan sıfatını almayan ...’un ise “katılan” olarak yazılması; yerinde düzeltilmesi olanaklı maddi yazım hataları olarak kabul edilmiştir.
I- Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre TCK.nun 53. madde uygulamasının infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
II- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ... ve ...’a yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...’e yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...’ya yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar
... ve ...’na yönelik yağma; sanık ... hakkında mağdurlar ..., ... ve ...’a yönelik yağma; sanık ... hakkında mağdur ...’e yönelik yağma, sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...’e yönelik yağmaya teşebbüs; sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Mağdur ...’e yönelik yağmaya teşebbüs eyleminin, silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, birden fazla kişi tarafından birlikte ve geceleyin işlenmesi karşısında, sanıklar ... ve ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 149/1.maddesinin (a), (b), (c) bendlerinin yanı sıra (h) bendi ile de uygulama yapılması gerektiğinin dikkate alınmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre TCK.nun 53. madde uygulamasının infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’e yönelik yağma ve yağmaya teşebbüs; sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının örgüt kapsamında olmayıp iştirak halinde münferiden işlendiği kabul edildiği halde, bu suçlardan kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nın 58/9.maddesinin uygulanması,
2-TC. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ...c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile
Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanın ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıklardan alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında hüküm fıkralarından TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin ve hükmün yargılama giderleri ile ilgili fıkrasından“sanıklar için atanan zorunlu savunman ücretinin” çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak; sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ...’ye yönelik yağma; sanık ... hakkında mağdurlar ..., ... ve BİM Birleşik Mağazalar A.Ş.’ne yönelik yağma; sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet; sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...’na yönelik yağma, sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...’e yönelik kasten yaralama; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...’na yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde ise;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından bahsedebilmek için en az üç kişinin suç işlemek amacıyla bir araya gelmesi, bu kişiler arasında devamlılık içeren katı veya gevşek bir hiyerarşik bir ilişki bulunması, bu kişilerin örgüt araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye muktedir olması gerekir. Suç işlemek için anlaşmada ise; suç işlemek üzere iradelerin bir araya gelmesi söz konusudur, burada da devamlılık vardır. Ancak örgütlenme yoktur.
Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün varlığından bahsedebilmek için örgütün hangi suç ve/veya suçları işlemek amacıyla kurulduğu da tespit edilmelidir. Çünkü örgütün amacı bir suç programını gerçekleştirmektir. Yani belirsiz sayıda suç işlemektir. Suç sayılmayan ancak hukuka aykırılık teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek için kurulmuş ise amacı kanunda suç olarak tanımlanan fiilleri işlemek olmayan bir örgütlenme bu anlamda algılanamaz.
Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma, suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütünün bir veya birkaç amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1.maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır.
Suç işlemek için örgüt kurmak iştirak kavramına yakındır. Ancak birkaç noktada iştirakten ayrılır. İştirak, şerikler arasında anlaşma net bir şekilde belirlenmiş olan bir veya birden fazla suç işlemek içindir. İşlenecek suçun sayısı, konusu ve mağdur bellidir. İştirak gereği suç işlendiğinde anlaşmanın gereği yerine gelmiştir. Yeni bir suç işleme söz konusu değildir.
Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır. Faaliyeti ile örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir. Örgüte sonradan katılmak ile iş bölümü gereği bir görev üstlenen örgüt üyesi olur. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, yardım eden kişi de örgüt üyesi sayılacaktır.
Suç örgütü vasıtasıyla suç teşkil eden fiil gerçekleşmelidir. Yasal dayanak olmaksızın yalnızca isnat edilen suçların aynı olduğundan bahisle (özellikle suç örgütü kurma veya yönetme adı altında) uygulama da yapılamaz.
Bu açıklamalar karşısında;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanıkların, devamlılık içeren kanunun suç saydığı
filleri işlemek (suç işleme programı altında) amacı ile bir araya gelip aralarında sıkı veya gevşek hiyerarşik bir bağın bulunduğuna, hiyerarşik yapılanmayı gösteren emir komuta zinciri ile altlık üstlük ilişkisinin varlığına, suç örgütüne üye olmak suçunu işlediğine dair, inandırıcı, kesin ve somut deliller bulunmadığı gözetilmeden; sanıklar hakkında yüklenen suçtan beraatleri yerine, TCK’nın 220/2-3. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Mağdur ...’ye yönelik yağma suçundan sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
a) Gerekçeli karar başlığında, yakınan ...’ye karşı 01.04.2007 olan suç tarihinin “01/04/2007 ve 2007 yılının muhtelif ayları” olarak yazılması ,
b)Mağdur ...’nün 02/04/2007 günlü kolluk beyanında; ... plakalı hyundai oto ile Uğur Mumcu mah. Tek binası yanında bulunan boş arazi üzerinde park halinde aracında tek başına otururken sol ön kapısının açıldığını, dönüp baktığında kar maskesi ve elinde tabanca bulunan bir şahsın “in aşağıya” diyerek kendisini otodan çektiğini, direnince yine yüzünde kar maskesi olan 2. bir şahsın daha geldiğini, bunun elinde tabanca olup olmadığını görmediğini, ilk şahsın “kafana sıkarım in aşağıya” dediğini, mecburen otodan indiğini, indiğinde yine yüzünde kar maskesi olan 3. bir şahıs daha gördüğünü bu şahsın elinde tabanca olup olmadığını görmediğini, bu 3 şahsın kendisini yere yatırarak muhtemelen elinde tabanca bulunan şahsın tabanca ile kafasına vurduğunu, daha sonrada cebinde bulunan 1.700.-TL"sini aldıklarını ve kontak anahtarı üzerinde olan aracına binerek gittiklerini, ifade ettiği, mağdur ...’nün mahkeme aşamasında hiç bir şekilde beyanının alınmadığı kolluk beyanının okunulması ile yetinildiği,
Sanık ...’in 21.05.2007 günlü kolluk beyanında; mahallede ..., ... ve soyadlarını bilmediği ... ve ... ile buluştuklarını,.. ve..’ın kendilerine hırsızlık yapmayı teklif ettiklerini, kendisinin kabul etmediğini, ancak ..ve ...’ın silahla “hep birlikte yapacağız, bak hiç birimizin parası yok, bu şekilde para bulacağız” diyerek kendisini ve arkadaşlarını tehdit etmeleri üzerine saat: 20.00 sıralarında beşinin birlikte ... ve ... tarafından kullanılan bir oto ile Uğur Mumcu mah. Tek binası yanındaki açık alana gittiklerini, orada plakasını hatırlayamadığı içinde 2 kişi bulunan gri renkli hyundai marka bir otonun yanına gittiklerini, bu arada ... ve ...’ın daha önceden temin edip yanlarında getirdikleri kar maskelerinden hepsinin birer tane aldığını, ilk .
anda ... ve ...’ın 2 şahsın bulunduğu otonun yanına giderek maskeleri yüzlerine geçirdiklerini bu sırada kendilerinin de kar maskelerini taktıklarını, bellerindeki silahları çıkartıp şahısları doğrultarak her 2 şahsıda aşağıya indirip yere yatırdıklarını, bu arada şahısların yanında beklerken kendilerine de silah zoru ile şahısların üzerlerini arattıklarını, şahısların üzerinden çıkan para ve telefonları ... ve ...’ın aldığını, daha sonra ...’ın ... ve ...’i alarak bu şahıslara ait hyundai marka otoya bindiğini, kendisinin de ... ile birlikte geldikleri otoya bindiğini ve olay yerinden ayrıldıklarını, beyan edip, sonraki aşamalarda bu beyanı kabul etmediği,
Sanık ...’ün 21.05.2007 günlü kolluk beyanında; bu olayla bir ilgisinin olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini, fakat arkadaşları ile parkta buluştukları bir zaman sohbet sırasında ..., ..., ..., ... soyadını bilmediği ... ve ...’in kendisine bu olayı anlattıklarını, Sultanbeyli İlçesinde bir şahsı silah zoru ile gasp ettiklerini söylediklerini beyan ettiği halde, yargılamanın sonraki aşamalarında bu beyanını benimsemediği,
Sanık ...’nin 21.05.2007 günlü kolluk ve tüm aşamalarda ise; bu olaya karışmadığını, suçlamayı kabul etmediğini, savunması ile dosya bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Mağdur ...’nün vaki iddiası ile sanıkların en aleyhte anlatımlarının bir biri ile örtüşmediği gözetilmeden, sanıklar Mustafa ve Mahir’in sonradan red ettikleri anlatımlarına dayanılarak yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Sanık ...’ın mağdurlar ..., ..., ... ve BİM A.Ş.’ne yönelik yağma ve sanık ... hakkında mağdur ...’na yönelik yağma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesine gelince;
a) Gerekçeli karar başlığında, katılan .....’ne karşı 19.05.2007 olan suç tarihinin “01/04/2007 ve 2007 yılının muhtelif ayları” olarak yazılması,
b) Mağdur ...’e yönelik yağma suçunu tüm aşamalarda red eden sanık ...’ın atılı suçu işlediğini gösteren kesin, inandırıcı, hukuken uygun deliller açıklanıp, gösterilmeden, sanık ...’nin aşamalarda değişen ve
atfı cürüm niteliğinde kalan beyanlarına itibar ile yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
c)Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’na yönelik yağma sanık ... hakkında mağdur ...’na yönelik yağma suçlarını işlediklerini gösteren mahkumiyetlerine yeterli kesin, inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp gösterilmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
d- Sanık ... hakkında katılan ....’ne yönelik yağma suçundan kurulan hükümle ilgili olarak, kararın gerekçe kısmında otoda yapılan parmak izi incelemesinde sağ arka kapı üzerindeki parmak izlerinden birinin sanık ...’a ait olduğunun anlaşıldığı belirtilerek mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, Dairemizin 16.03.2016 ve 13.07.2016 günlü kararları ile istenilen parmak izi raporuna dosyada rastlanmadığı ve söz konusu eksikliğin giderilemediğinin anlaşılması karşısında; sanığın parmak izleri alınıp, olayla ilgili tahkikat evrakları arasında yer alan 05.06.2007 tarihli emniyet müdürlüğü yazısında ... plakalı(... plakalar takılı) aracın dikiz aynası üzerinden elde edilen tetkik ve mukayeseye elverişli nitelikte olduğu ve veri tabanına kaydının yapılacağı bildirilen parmak izi ile sanıktan alınacak parmak izlerinin uzman bilirkişiye incelettirilip, sonucuna göre delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabul ve uygulamaya göre de; katılan ...Ş.’ne yapılan yağma eyleminin silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, birden fazla kişi tarafından birlikte, işyerinde ve geceleyin işlenmesi karşısında, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 149/1.maddesinin (a), (b), (h) bendlerinin yanı sıra (c) ve (d) bendlerinin de ihlal edildiğinin gözetilmemesi,
4-Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...e yönelik kasten yaralama; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...’na yönelik kasten yaralama; suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
a) Sanıklar ... ve ...’ın mağdur ...’na karşı etkili eylemde bulundukları yönünde yeterli delil olmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi,
b) 5237 sayılı TCK"nın 86.maddesinin 1 ve 3. fıkralarının (e) bendi kapsamında kalan yaralama suçlarının basit halinin yağma suçunun unsuru olduğu dikkate alınmadan, sanıklar hakkında yaralama suçundan da ayrıca mahkumiyet hükümlerinin kurulması,
5-Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüyle ilgili olarak, kararın gerekçe kısmında sanığın yakalandığında üzerinde adli emanette kayıtlı 2 adet silahın bulunduğu belirtilerek mahkumiyet kararı verilmiş ise de, dosya içeriğindeki sanığın yakalanmasına ilişkin; 31.07.2007 günlü tutanakta, “yaklaşık 2 saatlik bir kovalamanın ardından yakalanan ...’ın kabaca yapılan üst aramasında h...gi bir suç unsuruna rastlanmadığı, şahıslara ait otoya yakın bir yerde bir poşet içerisinde 2 adet kar maskesi ve 3 adet tabanca bulunduğunun”, 31.07.2007 günlü diğer bir tutanakta da, “Gazi mahallesi Gazi mezarlığının arkasında bulunan ormanlık alanda kaçan şahısların olduğunun görülmesi üzerine orman içerisinde yapılan incelemede barakaların olduğunun görüldüğü, bunun üzerine orman içerisinde yapılan arazi aramasında, mezarlıkların arkasında bulunan ormanlık alanda yıkık şekilde bir barakanın olduğu, barakaya yakın bir yerde ağacın altında zulalanmış vaziyette poşet içerisinde 2 adet siyah renkli kar maskesi ile 3 adet tabancanın bulunduğunun” belirtildiği ve sanık ...’ın suçlamayı kabul etmediği de dikkate alındığında, dosya ve içeriği ile uyumlu olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ... savunmanlarının, sanık ... ve savunmanının temyiz dilekçelerinde ve sanık ... savunmanının duruşmalı incelemesi yapılan yağma suçları yönünden duruşmada, ileri sürdükleri tüm itiraz ve savunmaları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, 3 numaralı bozma nedeni yönünden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanık ...’ın ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının korunmasına, ilişkin oybirliğiyle alınan karar 27.09.2017 gününde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı... . ."ın katıldığı oturumda, sanık ... savunmanının yüzüne karşı açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.