4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14835 Karar No: 2017/816 Karar Tarihi: 09.02.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/14835 Esas 2017/816 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/14835 E. , 2017/816 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 23/12/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkiline ait elektrikçi dükkanın üst katında oturan davalılardan ..."a ait evdeki dekorasyon çalışması sırasında tuvaletteki su tesisatının patlaması sonucu, alt kata sızan sudan müvekkiline tamir için bırakılan bir takım cihazların zarar gördüğünü, hasar bedelinin davalılar ... ve dekorasyon firması sahibi ..."ye ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, süresi içinde zamanaşımı defi"nde bulunmuşlar, esas bakımından da davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, dava tarihi itibariyle TBK 72. maddesine göre 2 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığı ve davanın sübut bulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece kısa kararda ""Davanın ve tüm taleplerin reddine"" karar verildiği belirtilmiş olmasına karşın gerekçeli kararda ise ""davanın zamanaşımı, aktif husumet yokluğu ve maddi vakıaların ispatlanamaması nedeniyle davanın ve tüm taleplerin reddine"" karar verildiği belirtilmiştir. HMK"nın 142. maddesine göre, ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hakim tahkikate başlamadan önce hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve defileri karar bağlar. Yine HMK"nın 297. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen harç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı yasanın 298/2 maddesine göre "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz" Eldeki davada tefhim edilen hüküm de "davanın ve tüm taleplerin reddine karar verildiği halde gerekçeli kararda" davanın zamanaşımı, aktif husumet yokluğu ve maddi vakıaların ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verildiği belirtilmek suretiyle HMK"nın 295/2 maddesine aykırı olacak şekilde açık bir çelişki ortaya çıkmıştır. Böyle bir durumun bozma nedeni oluşturacağına ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceğine, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nca 10/04/1992 gün ve 7/4 sayıyla karar verilmiştir. Mahkemece kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının öteki temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.