
Esas No: 2017/5159
Karar No: 2018/7410
Karar Tarihi: 05.07.2018
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/5159 Esas 2018/7410 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun süresi içinde imza itirazında bulunduğu mahkemece itirazın kabul edilerek borçlu yönünden takibin durdurulduğu, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedildiği görülmektedir.
6102 sayılı TTK"nın 776/1-f maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4 maddesine göre ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin adının yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. 14.12.1992 tarih ve 1991/1 E, 1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıklandığı üzere kısaltılmış olarak yazılan tanzim yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senette TTK"nın 776/1-f. maddesinde zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmadığı, keşideci adı soyadı altında yazılı olan “İstiklal mah Ş.Mustafa Kaya cd no:245” adresinin belirgin bir idari birimi belirtmediği anlaşıldığından, TTK"nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulun oluşmadığı sonucuna varılmalıdır.
Bu durumda, borçlunun İİK.nun 170/a-son maddesi anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de bulunmadığından tanzim yeri belirlenmeyen bu belgelerin kambiyo vasfı yoktur. Bu husus mahkemenin de kabulündedir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile benimsendiği üzere İİK.nun 170/a-2.maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek takip dayanağı bonodaki imzanın borçluya ait olmadığı gerekçesiyle takibin durdurulması isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına aleyhe bozma yasağı nedeni ile bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak iptal kararının yasal dayanağının İİK.nun 170/a maddesi olması gerektiğinden ve bu maddede tazminat öngörülmediğinden borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, alacaklının temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 20/04/2017 tarih ve 2016/200 E. - 2017/228 K. sayılı kararının hüküm bölümünün “1” no"lu bendinde yer alan “...Takip konusu asıl alacak (10.000,00 TL) üzerinden, %20 tazminatın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takip konusu asıl alacak 10.000,00 TL üzerinden, %10 para cezasının davalıdan tahsiline,” sözcüklerinin silinerek tümüyle karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.