11. Hukuk Dairesi 2016/8061 E. , 2018/1415 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada .. .... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.04.2016 tarih ve 2014/1103-2016/336 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkil ile davalı şirket arasında 15.12.2004 tarihinde “... .... Sağlık Poliçesi” imzalandığını, poliçenin her yıl yenilenmek suretiyle 11.04.2014 tarihine kadar devam ettiğini, 27.03.2014 tarihinde müvekkilinin .... hasta bilgi formu doldururken 2006 yılında aynı şikayetle ülke dışında tedavi olduğunu bildirdiğini, bunun üzerine davalı şirketin müvekkiline keşide ettiği ihtarname ile müvekkilinin bildirim yükümünü ihlal ettiğinden bahisle poliçeyi iptal ettiğini, oysa müvekkilinin yurtdışındaki tedavisinin davalı şirketin acentesine bildirildiğini, davalının poliçeyi iptal etmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek sözleşmeye aykırı olarak iptal edilen poliçenin aynı şartlarda devamına, olmazsa müvekkilinin bugüne kadar ödediği poliçe bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacıya 2005 yılı Eylül ayında ....kalp rahatsızlığından dolayı .... işlemi uygulandığını, bu tanı ve tedavi ile ilgili olarak ne 2005 poliçe döneminde ne de 15.12.2005 tarihli yenileme sırasında müvekkiline herhangi bir beyanda bulunulmadığını, davacının poliçe genel şartlarının sigortalıya atfettiği yükümlülüklere aykırı davrandığı ve müvekkilinin risk değerlendirme hakkına engel olduğunu, ayrıca 15.12.2006 yenilenmesinden itibaren ömür boyu yenileme hakkı tanındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya yurt dışında ... .... Anjioplasti (....) yapıldığı, bu durumun sigortacının rizikoya etki edecek gerçek durumu bilmesi halinde sözleşmeyi hiç yapmamasını veya sözleşmeyi daha ağır koşullarla yapmasını gerektirecek ölçüde rizikonun takdiri bakımından önemli olduğu, bu nedenle sigorta ettirenin ihbar (bildirim) yükümlülüğünü ihlal ettiği ve davalı şirketin cayma hakkını haklı olarak kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
-/-
1- Dava, davalı ... şirketi tarafından iptal edilen "....."nin aynı şartlarda devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının 2005 yılında yurtdışında kalp rahatsızlığından dolayı gerçekleştirilen .... işlemini davalı ... şirketine bildirmediği ve bu nedenle sigorta ettirenin bildirim yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dosya kapsamından, taraflar arasında ilk olarak 15.12.2004 tarihinde ".....i" düzenlendiği ve 15.12.2006 tarihli yenilemeden itibaren davacıya ömür boyu yenileme hakkı tanındığı, poliçenin iptal edildiği 14.04.2014 tarihine kadar da her yıl yenilendiği, davacıya poliçenin düzenlenmesinden sonra 2005 yılı Eylül ayında yurtdışında kalp rahatsızlığından dolayı .... işlemi uygulandığı, davacının kalp rahatsızlığını ve bu işlemi davalı ... şirketine bildirmediği, daha sonraki yıllarda yapılan yenileme işlemlerinde de davacının kalp rahatsızlığının bildirilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davalı şirket tarafından sunulan belgelerden, davacının 2006 tarihinden itibaren her yıl diğer rahatsızlıklarının yanında kalp rahatsızlığından da tedavi olduğu ve bu durumun poliçe hasar durumu kısmında yer aldığı, bu nedenle davalı ... şirketinin davacının kalp rahatsızlığından haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davalı ... şirketinin davacının kalp rahatsızlığından haberdar olup olmadığı, kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi olunan hastanelere poliçe kapsamında ödeme yapıp yapmadığı, sigorta şirketinin davacının kalp rahatsızlığından haberdar olduğu ve ödeme yaptığı kanaatine varılır ise bu durumun dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususları tartışılıp, ayrıca 6102 sayılı TTK"nın 1438. maddesi de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşmada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....