13. Hukuk Dairesi 2015/36359 E. , 2017/949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-k.davalı vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı-k.davacıdan alınarak davacı-k.davalıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 3,70 TL kalan harcın davacı-k.davalıdan, aşağıda dökümü yazılı 124.464,38 TL kalan harcın davalı-k.davacıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Asıl davada: Dava, babalarının vefatından önce, mirasçılardan davalı ..."e vekalet verdiğini, murisin ölümünden sonra murise ait hesabın müşterek hesap haline geldiğini, vekalet ilişkisinin sona erdiğini, davalının ise bu vekaleti kullanarak 24.6.1999 tarihinde tüm mirasçıların rızaları alınarak 1999 yılı Mayıs ve Temmuz aylarında rızası hilafına aleyhine sonuçlar doğuracak şekilde tasarrufta bulunduğunu, bu nedenle kendi payı olan ¼"ünü karşılayacak şekilde şimdilik 100.000 USD"nin dövize uygulanan en yüksek reeskont faizi uylanarak tahsili, 26.9.2008 tarihli ıslah ile davasını 1.624.626,31 USD"ye yükselterek tahsilini istemiştir. Davalı cevabında; talebin zamanaşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada: Davacı ..., 9.12.2009 tarihli dava dilekçesinde muris...., davalı ..."ın hak sabihi oldukları... SK numaralı hesap, murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların 24.6.1999 tarihli ortak talimatı ile 30.487 SK numaralı hesaba aktarılmıştır. Sözü geçen banka hesabı, tek imzalı müşterek hesap olup, her birinin münferit hesap yapmaya yetkili olduğunu, oysa davalı, bu hesaptan kendi hesabına para aktararak menfaat sağladığını, diğer mirasçılara bilgi vermeden 9.7.2003 tarihinde aynı banka nezdinde bulunan .... numaralı hesaba..... ABD Doları parayı transfer ettiğini, kendi payına düşen 89.832 USD"den şimdilik 10.000 USD"nın aktarım tarihi olan 9.7.2003 tarihinden dövize uygulanan en yüksek faizi ile tahsilini istemiştir.
Bilirkişiden rapor alınmıştır.
I.Karar: Davanın kısmen kabulü ile 1.624.626,31 tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı, temyiz etmiştir.
I.Bozma: Davalı ..."in açtığı davayı birleştirmesi nedenine dayalıdır.
II.Karar: Bozmaya uydu, birleştirme kararı verdi.
HÜKÜM:
Asıl davada: Kısmen kabulü ile 1.624.626,31 ABD, 100.000 USD kısmı için 15.12.2005 dava tarihinden, 1.524.626,31 tutarı için 26.9.2008 ıslah tarihinden itibaren ABD Devlet Bankalarının bir yıl vadeli mevduatı ödedi, en yüksek efektif kuru üzerinden TL olarak davalıdan alınıp davacıya ödenmesini, fazla talebin reddi,
Davalı, temyiz etmiştir.
II.Bozma: Dava birleştirildiğine göre, birleşen davanın konusu asıl davadan mahsup edilip birleşen davayı reddedemesin şeklinde bozmuştur.
III. Karar
Esas davanın: Kısmen kabulü ile 1.624.626,31 USD"nın 100.000 USD kısmı için 15.12.20005 dava tarihinden, 1.524.626,31 USD kısmına 26.09.2008 ıslah tarihinden, ödeme tarihinden efektif satış kuru üzerinden tahsili, fazla talebin reddi
Birleşen dava yönünden: Davanın kabulü, tahsilde tekerrür olmamak üzere 10.000 USD"nın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Taraflar temyiz etmiştir.
Asıl davada davacı, davalının vekalet görevini kötüye kullanarak müşterek hesaptan kendi menfaatine para kullandığını belirterek tahsilini istemiş, karşı davada ise davacı-asıl davada davalı; davacının müşterek hesaptan kendi şirketlerine usulsuz aktarımlar yaptığını, bu nedenle kendi ¼ hissesine düşen miktardan fazlaya illişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 USD"nin tahsilini istemiştir.
Karşı dava ayrı açılmış daha sonra asıl dosya ile birleştirilmiştir.
Hükmün kapsamı başlıklı bölümünde;
HMK. 297/1-c “ Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakialar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakialarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri”,
Aynı maddenin 2. bendinde;
“ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Amir Hükmü Uyarınca; Her dava açıldığı zamandaki şartlara göre ayrı ayrı değerlendirilip sonuçlandırılması gerektiği halde; mahkeme hem asıl dava gerekçesinde, hem karşı dava gerekçesinde delilleri yeterince tartışmadığı, karşı davasının hüküm bölümünde yazdığı “ tahsilde tekerrür” ve “fazlaya ilişkin hakların” saklı tutulmasının dayanaklarının neler olduğunun gerekçede açıklanmadığı halde, hüküm bölümünde yazılmasının infazda şühpe ve tereddüt uyandıracağı, bu hususun ise yukarıda kanun maddesi yazılı HMK"nın 297/1-c ve 2. fıkralarında aykırılık teşkil ettiğinden hükmün karşı dava yönünden bu nedenle bozulması, bozma neden ve şekline göre karşı davacının temyiz sebeplerinin bu aşamada incelenmemesi görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun hükmün tümünün onanması yönündeki görüşüne katılamıyorum.