17. Hukuk Dairesi 2016/5937 E. , 2019/3729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalı-karşı davacı vekili ve davalı vekilince temyiz edilmiş, davalı-karşı davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.03.2019 Çarşamba günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, motosikleti ile seyir halinde iken davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araç ile çarpışmaları neticesinde yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kusuru ve tazminat miktarını kabul etmediklerini ileri sürerek karşılık dava olarak aynı kazada davalının motosikletinin çarpması neticesinde müvekkilinin aracının zarar gördüğünü, değer kaybının bulunduğunu, müvekkilinin maddi kaybının yanı sıra yaşamış olduğu manevi çöküntü ve ıstırabın da söz konusu olduğunu açıklayıp davacı-karşı davalı yanın davasının reddine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kabulü ile; 49.862,23-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı ..."tan tahsiline, davalı-karşı davacı ..."un 10/10/2011 tarihli karşı davası hakkında sehven hüküm kurulmadığı nazara alınarak karşı davanın iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı ... vekili ile davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda, davacı ... için 49.862,23-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, gerekçeli kararda da kısa karara uygun olmayarak hüküm fıkrasında davalı-karşı davacı ..."un 10/10/2011 tarihli karşı davası hakkında sehven hüküm kurulmadığı nazara alınarak karşı davanın iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, karar verildi ği belirtilmiştir. Cevap verme süresi içerisinde açılmış olan karşılık davanın da esas dava ile birlikte yargılamasının yapılarak karara bağlanması, usul hukukunun açık ve emredici hükmünü oluşturduğu gibi kısa kararda hüküm altına alınmamış bir hususa ilişkin olarak gerekçeli kararda yer verilmesini de yukarıda açıklanan yasa maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı-karşı davacı ... vekili, davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... vekili ile davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı-karşı davacı ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve davalı ...."ye geri verilmesine 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.