17. Hukuk Dairesi 2016/5660 E. , 2019/3725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.03.2019 Çarşamba günü davalı ... Makina Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av.... geldi. Davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... Makina Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin desteğinin meydana gelen kazada öldüğünü, davalıların ise zarara neden olan aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduklarını açıklayıp 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmıştır.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 33.548,85 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiz ile tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacı vekili, müvekkilinin desteğinin kaza nedeni ile yaralandığı, yaklaşık 1 yıl boyunca %94 malul olacak şekilde hayatta kaldığını, daha sonra fenalaşarak bu kaza nedeni ile öldüğünü açıklayıp destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.
Mahkemece davacının destekten yoksun kalma zararının hesaplanması için alınan raporda davacının destekten yoksun kalma zararının 92.204,85 TL olduğu, davalı ... şirketince davadan önce 41.374,00 TL ödendiği, yapılan bu ödemenin yasal faiz ile güncellendiğinde 58.656,00 TL olduğu, bu ödemenin toplam zarardan indirildiğinde davacının bakiye zararının 33.548,85 TL olduğu kabul edilerek karar verilmiş, davacı vekili, sigorta şirketince yapılan bu ödemenin desteğin hayatta kaldığı dönem için yapılan cismani zarara yönelik bir ödeme olduğunu, bu davada hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilemeyeceğini ileri sürmüş, mahkemece davacının bu talebi kabul görmemiştir.
Dosya kapsamına göre kaza, 11.09.2009 tarihinde gerçekleşmiş, davacının desteği 01.11.2010 tarihinde ölmüştür. 21.07.2010 tarihli özürlü sağlık raporunda davacının desteğinin %94 oranında özürlü olduğu belirlenmiştir. Sigorta şirketinin hasar dosyasının incelenmesinde, 04.10.2010 tarihinde malul kalan... için %94 maluliyet oranına göre iş göremezlik ve bakıcı gideri hesaplandığı, 17.12.2010 tarihli ile dekont davacının desteği öldükten sonra davacıya 41.374,10 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının desteği henüz ölmeden davalı ... şirketine tazminat talebi ile başvurulduğuna göre yapılan bu ödemenin cismani zarar ve bakıcı giderine yönelik olarak yapıldığının kabulü ile yapılan bu ödemenin desteğin ölüm tarihine kadar olan kısmının maluliyet ve bakıcı gideri olarak hesaplanması, artan kısmın ise destekten yoksun kalma zararından indirilmesi yönünde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Davacı vekili faiz türü olarak avans faizine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yasal faize karar verilmiştir. Zarara neden olan araç maliki davalı şirket olup, zarara neden olan kamyonetin ticari faaliyet sırasında kazaya neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece faiz türü olarak avans faizine karar verilmesi gerekirken yasal faize karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ün tüm temyiz itirazlarının reddine, (2),(3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 2.486,37 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.