7. Hukuk Dairesi 2015/3864 E. , 2015/4972 K.
"İçtihat Metni" İş Mahkemesi
Dava Türü : İtirazın iptali
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işveren yanında müşteri ilişkileri sorumlusu olarak 01/07/2008-12/08/2011 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin hizmet akdinin 12/08/2011 tarihinde işveren tarafından tek taraflı, haksız ve önelsiz olarak feshedildiğini, buna rağmen müvekkilinin ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarını ödenmemesi üzerine İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/6099 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/6099 sayılı takip dosyasında icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 40"ından az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; hizmet akdinin davacı tarafından haksız ve herhangi bir geçerli nedene dayanmadan istifası neticesi sona erdiğinden kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının talebinin sabit ve likit bir alacak olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında yargılama ve icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur.
Alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir.
İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir.
Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K).
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmesi durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Somut olayda, alacak likit olmadığından mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
Ayrıca davacı dava dilekçesinde talep ettiği icra-inkar tazminatı miktarını belirtip harcını yatırmadığı halde icra-inkar tazminatı miktarının rakamsal olarak 1.500,51 TL olarak belirlenip bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasıda kabul şekli bakımından hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3. bendindeki " Asıl alacağın %40"ı oranındaki 1.500,51 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin çıkarılmasına, yerine "Alacak likit olmadığından icra-inkar tazminatı talebinin reddine" sözcüklerinin yazılmasına, kararın hüküm fıkrasının düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.