5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/6194 Esas 2020/3775 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6194
Karar No: 2020/3775
Karar Tarihi: 11.05.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/6194 Esas 2020/3775 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 5607 Sayılı Kanuna aykırılık suçu kapsamında verilen mahkumiyet ve iade kararı temyiz edildi. Yapılan incelemede, iade kararının müsadere davasının konusu olması nedeniyle yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar verilebileceği ancak bu durumun uzun bir süreye mal olacağı belirtildi. Yargıtay'ın yapacağı denetimin bu süreci kısaltacağı ifade edilerek, iade kararının ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklar altında inceleneceği belirtildi. Nakil aracının iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olduğunu ve iade kararının onanmasına karar verildi. Ancak mahkumiyet hükmüne dair yapılan incelemede, sanık lehine olan 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ve 5607 sayılı Kanun'un 3/22 maddesine eklenen düzenlemeler gözetilerek yeniden bir hüküm kurulması gerektiği belirtildi. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve yargılama öncesi aşamadan başlayarak yeniden yapılması için dosya mahkemeye gönderildi. Kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi, 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 63. maddeleri, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi ve 5/2. maddesi (değiştirilen).
19. Ceza Dairesi         2019/6194 E.  ,  2020/3775 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, İade

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın sahibine iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1- Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    2- Mahkumiyet hükmüne dair temyiz talebinin incelenmesinde ise;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının, sanığın mükerrir olup olmadığı da gözetilerek saptanması ve sonucuna göre hüküm kurulması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.