7. Hukuk Dairesi 2015/3853 E. , 2015/4970 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde 04/05/2009 tarihinden iş akdinin haksız olarak feshedildiği 05/09/2012 tarihine kadar gazaltı kaynakçısı olarak çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, usulüne uygun olmayan bordrolarla haklarının bertaraf edilmeye çalışıldığını, müvekkilinin iş akdinin istirahat dönüşü 05/09/2012 tarihinde performans düşüklüğü nedeniyle ihbar önellerine uyulmaksızın feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının iş akdinin 03-04 Eylül 2012 tarihlerinde raporlu olduğu günlerden hemen sonra ardı ardına 2 gün işe gelmemesi nedeni ile 4857 sayılı Yasanın 25/II-g maddesine uygun olarak feshedildiğini, fazla çalışma yapılması halinde bordroya yansıtılarak ücretinin ödendiğini, davacının iş akdi haklı nedenle feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı alacağı olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, işçilik alacaklarının tahsili isteminden ibarettir.
Davacı işçinin fazla çalışmalarının ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir.
Günlük çalışma süresinin on bir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırk beş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedi buçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, dosyaya sunulan imzalı bordroların bir kısmında fazla çalışma tahakkuku yapılıp ödeme yapılmış, davacı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt konulmamıştır. Bu durumda, bu ayları içeren ve daha çok fazla çalışma olduğunu ispat külfeti davacı üzerinde olup bunun yazılı belgeyle ispatı gerekir. Bu dönemlere ilişkin davacı yazılı belge sunmamıştır. Ancak, bordro sunulmayan ya da fazla çalışma tahakkuku yapılmayan aylar için tanık beyanıyla fazla çalışma ispatı mümkün olduğundan, bu dönemlere ilişkin tanık beyanları değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 18/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.