19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16793 Karar No: 2016/837 Karar Tarihi: 26.01.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/16793 Esas 2016/837 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın itirazının kabul edilmediği ve takibe konu olan senedin bono vasfında olmadığı, alacak olduğundan 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, davalının borcu ödediğine dair sunulmuş herhangi bir belgenin olmadığı gerekçeleriyle davanın kabul edildiği ve asıl alacağın %20'si olan 7.613,70-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde gösterilen harca esas değer ile talep sonucunda istenen meblağ arasındaki fark nedeniyle, alacaklının hangi meblağ üzerinden takibin devamını istediği açıklığa kavuşturulmalı ve birikmiş faize yönelik itirazın haklılığı üzerinde durulup karar verilmelidir. Kanun maddeleri olarak Türk Ticaret Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesi belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi 2015/16793 E. , 2016/837 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Mahkemece davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen 06.11.2013 tarihli ilk hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 19.02.2015 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan ... E. - ... K. sayılı bozma ilamında "...Dava konusu takibe dayanak senet, Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen zorunlu unsurları (düzenleme tarihi) taşımadığından kambiyo senedi niteliğinde değildir. Uyuşmazlık kambiyo senedi niteliği taşımayan belgeden kaynaklandığı gibi aradaki temel ilişki de ödünç sözleşmesi olarak açıklanmıştır. Bu hale göre uyuşmazlığı çözmekte görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir." denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının takipte borca ve ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığına dair itirazda bulunmuş olduğu, davaya ise cevap vermediği ve katıldığı duruşmada da yine herhangi bir beyanda bulunmadığı, davalının takibe konu adi senet üzerindeki imzasına, senette yazılı borç miktarına herhangi bir itirazda bulunmamış olduğu, senedin tanzim tarihi içermediğinden bono vasfında olmadığı, alacak adi alacak olduğundan 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, takip 07/11/2012 tarihinde yapıldığına göre zamanaşımı süresinin takip tarihi itibariyle henüz dolmadığı, borca itiraz eden davalının sözkonusu borcu ödediğini belgeler ile kanıtlamak zorunda olduğu, davalı tarafından bu yönde sunulmuş herhangi bir belge olmadığından davalının yapmış olduğu itirazların yerinde olmadığı kanaatine varıldığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davalının ... İcra Müdürlüğü" nün 2012/13253 sayılı dosyasında borca yapmış olduğu itirazın iptaline, alacak likit olduğundan ve davalının haksız olarak itiraz ettiği anlaşıldığından iptaline karar verilen asıl alacağın %20" si olan 7.613,70-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı icra takibinde 38.068,50-TL asıl alacak, 4.224,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.224,04-TL alacak talebinde bulunmuştur. Davalı borçlu takibe itiraz etmiş, açılan itirazın iptali davasında davacı alacaklı harca esas değeri 38.068,50-TL olarak göstermiştir. Ancak talep sonucu bölümünde itirazla duran tüm alacak yönünden takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece itirazın iptaline ve takibin devamına şeklinde karar verilmek suretiyle faiz dahil tüm alacak için dava kabul edilmiş ve karar harcı da 38.068,50-TL üzerinden hesaplanmıştır. Dava dilekçesinde gösterilen harca esas değer ile talep sonucunda istenen meblağ farklı olup, öncelikle 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesi uyarınca alacaklının hangi meblağ üzerinden takibin devamını istediği hususu açıklattırılmalıdır. Davacı alacaklının itiraza uğrayan tüm alacak yönünden takibin devamını istemesi halinde harç tamamlattırıldıktan sonra birikmiş faize yönelik itirazın haklılığı üzerinde durulup varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.