Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/695
Karar No: 2022/1512
Karar Tarihi: 10.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/695 Esas 2022/1512 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/695 E.  ,  2022/1512 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/695
    Karar No : 2022/1512

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : İflas Halinde … Anonim Şirketi ( ... İflas Dairesi)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: : Davacı adına, … A.Ş.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl borçlu şirkete ait tespit edilen mal varlıklarının haczi satışında önceliği bulunan vergi borçlarını karşılayıp karşılamayacağı ancak haciz, rehin ve ipotekli malların satışından sonra anlaşılacağından, asıl borçlu şirket hakkında cebri tahsil yolları tüketilmeden, amme alacaklarının asıl borçlu tüzel kişiden tahsil olanağı kalmadığı saptanmadan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirkettin vergi borçları için, yeterli mal varlığı araştırılması yapıldığı ve mal varlığının bulunmadığı hususunun tespit edildiği , dairelerince yapılan işlemlerin yerinde olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Dava Dairesinin kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 62. maddesinde ise borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmıştır.
    Öte yandan, 6183 sayılı Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, "tahsil edilemeyen amme alacağı" teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; "tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı" teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
    Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcilere başvurulabilmesi için öncelikle şirket adına kesinleştirilmesi ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun şirketin malvarlığından kısmen ya da tamamen tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Dava dosyasının, Dairelerinin, E:2017/3769, K:2017/4631 sayılı dosyası ile birlikte incelenmesinden, davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısında asıl borçlu şirketin, 21/08/2015 tarihi itibariyle vadesi geçmiş 4.544.131,31-TL vergi aslı ve 1. 657.470,12-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 6.201.602,43-TL vergi borcunun bulunduğu, sözü edilen borçlar için 6183 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri gereğince mal varlığı araştırılması yapılması neticesinde, asıl borçlu şirkete ait, 9 adet araç ile 8 adet menkul ( tıbbi cihazlar) üzerine haciz konulduğu, sözü edilen araçların 3 adedinin ''Hak Mahrumiyeti Bilgileri'' kısmında, Başkanlıklarının hacizinden önce rehin olmasının yanında araçların tamamı üzerinde Başkanlıklarından önce haciz şerhinin bulunduğu, araçların toplam kasko değerinin 301.606,00-TL olduğu, araçlar üzerindeki haciz şerhlerine göre öncelikli olan rehin şerhlerinin ve Başkanlıklarına ait haciz şerhleri ile birlikte çok sayıda haciz şerhinin bulunması ve Başkanlıklarının haciz şerhlerinin son sıralarda olması nedeniyle hacizli araçların haciz değerinin, araçların kasko değeri kadar olmadığı, sözü edilen menkul malların ( tıbbi cihazlar) üzerinde … A.Ş.'nin lehine süresiz ipotek tesisinin bulunması sebebiyle hacizli menkul malların haciz değerinin olmadığı, kayıtlı gayrimenkulün bulunmadığı, asıl borçlu şirket hakkında 05/06/2013 ve 12/03/2014 tarihlerinde bankalar nezdinde yapılan e-haciz sonucunda bankalar ile yapılan yazışmalar neticesinde taleplerinin asıl borçlu şirketin bankalara kredi borçlarının bulunması sebebiyle Başkanlıklarının taleplerinin yerine getirilememesi üzerine de davalı idarece amme alacağının tahsil edilmeyeceğinin ortaya çıkması nedeniyle, davacının, asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacı adına ödeme emrinin düzenlendiği görülmüştür.
    Bu itibarla, uyuşmazlık konusu olayda; 6183 sayılı Kanun'un 3. maddesinde tanımlandığı şekilde "tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı”nın asıl mükelleften tahsil edilemeyeceği gerçekleşmekle birlikte, amme alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla 11/04/2016 ödeme emri düzenlenmeden, öncesinde, davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısında, asıl borçlu şirketin, 16/02/2016 tarihi itibariyle dairelerine olan borcunun, 20.399.408,62-TL olması hasebiyle, kayıtlı … ruhsat nolu özel hastane açılış ruhsatı ile … tarih … sayılı özel hastane faaliyet izin belgelerine haciz konulduğu ve bu ruhsat ile faaliyet izin belgesinin paraya çevrilebilir bir değer olduğu dikkate alındığında, asıl borçlu şirket hakkında malvarlığı araştırmasının yeterince yapılmadığı, amme alacağının asıl amme borçlusundan tamamen veya kısmen tahsilinin mümkün olup olmadığı hususların incelenerek bu yönden değerlendirilme yapılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi