Esas No: 2018/4437
Karar No: 2022/1488
Karar Tarihi: 10.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/4437 Esas 2022/1488 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/4437 E. , 2022/1488 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4437
Karar No : 2022/1488
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:….., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mahkeme kararı üzerine düzenlenen iki no'lu ihbarnameyle istenen ve ödenen 513.233,60 TL'nin, söz konusu mahkeme kararının Danıştayda yürütmesinin durdurulması üzerine faizi ile birlikte iadesi talebinin zımnen reddine dair işlemin iptali ile söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirket tarafından haklarında tesis edilen cezalı tarhiyat işlemine karşı ... Vergi Mahkemesinde açtıkları davanın aleyhlerine sonuçlanması sonucu söz konusu cezalı tarhiyatları vadesi içerisinde ödedikleri, bahsi geçen mahkeme kararının temyizi sonucu Danıştay Dokuzuncu Dairesinin E:2015/4188 sayılı dosyasında görülmekte olan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmesi üzerine ödedikleri tutarın faizi ile birlikte iadesi için davalı idareye başvuru yaptıkları ancak söz konusu taleplerinin zımnen reddededildiği, bakılan davanın da zımnen red işleminin iptali ile ödenen tutarın faizi ile birlikte iadesi istemi ile açıldığı, olayda, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin vermiş olduğu yürütmenin durdurulması kararı, Vergi Mahkemesince verilen kararın yürütülmesini durdurmak niteliğinde olduğundan, mahkeme kararının uygulanmasını durdurmakta ve mevcut hukuki durumu koruma altına almakta, ancak yargılamanın konusu cezalı tarhiyatı ortadan kaldırmadığı, bu bakımdan yüksek mahkemenin verdiği yürütmenin durdurulması kararı, ilk derece mahkemesi tarafından davacı lehine verilmiş bir karar bulunmadığı sürece davacı tarafından yapılan ödemenin iadesini sağlamayacağından; idarenin de, Danıştay tarafından verilen esas kararın sonucuna göre ve ilk derece mahkemesinin de vereceği karar üzerine işlem tesis etme yükümlülüğü bulunduğundan, dava konusu isteme dayanak yürütmenin durdurulması kararı uyarınca yapılan başvurunun zımnen reddinde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yürütmenin durdurulması kararlarının geriye doğru yürüyerek sakat işlemi yapıldığı tarihten itibaren ortadan kaldırdığı, yürütmenin durdurulması müessesesinin hukuk devleti olmasının bir gereği olduğu, Danıştay tarafından tesis edilen yürütmenin durdurulması kararlarını yerine getirmeyen idarenin hukuka aykırılığı tartışmasız olan eylemini, mahkemelerin onamasının hukuk devlet ilkesinin yok sayılması anlamına geldiği, yürütmenin durdurulması müessesinin hukuka aykırı işlemler sonucu olan zararların devam ettirilmesini önlemek amacıyla öngörüldüğü, Danıştay 9. Dairesi'nin yürütmenin durdurulması yönündeki kararın davalı idareye tebliğinden itibaren davalı idare tarafından firma nezdinde yaratılan hukuka aykırılığın giderilmediği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 2. fıkrasında, idari işlemin uygulanması hâlinde giderilmesi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verileceği kuralı yer almıştır.
Aynı Kanunun 28. maddesinde ise, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez." hükmü yer almaktadır.
Temyiz veya istinaf istemlerinde yürütmenin durdurulması başlıklı 52. maddede ise, Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. Anılan Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrasına 4001 sayılı Kanunla eklenen üçüncü cümlede, davanın reddine ilişkin kararların temyizi halinde, dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesinin 27. maddede öngörülen koşulun varlığına bağlı olduğu kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından haklarında tesis edilen cezalı tarhiyat işlemine karşı ... Vergi Mahkemesinde açtıkları davanın aleyhlerine sonuçlandığı, anılan mahkeme kararına istinaden … nolu vergi/ceza ihbarnamelerininn 13/4/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve söz konusu cezalı tarhiyatların vadesi içerisinde ödendiği, bahsi geçen mahkeme kararının temyizi sonucu Danıştay Dokuzuncu Dairesinin E:2015/4188 sayılı dosyasında 3/6/2015 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı verilmesi üzerine ödedikleri tutarın faizi ile birlikte iadesi için davalı idareye başvuru yapıldığı, ancak söz konusu taleplerinin zımnen reddededildiği, bakılan davanın da zımnen red işleminin iptali ile ödenen tutarın yasal faizi ile birlikte iadesi istemi ile açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine verilen yürütmenin durdurulması kararı, 2577 sayılı Kanunun 52. maddesinin 1. fıkrasının anılan son cümlesi uyarınca mahkeme kararına konu hem idari işlemin hem de mahkeme kararının yürütmesinin durdurulması sonucunu doğurduğu, davacının mahkeme kararı sonrası düzenlenen … nolu vergi/ceza ihbarnamesi ile Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararından önce İYUK 28. madde gereği mahkeme kararını yerine getirdiği, Danıştay tarafından verilecek esas kararın tebliği üzerine yürütmenin durdurulması yolundaki kararın sağladığı hukuki menfaatin davacı açısından son bulacağı, mahkeme kararına yöneltilen temyiz isteminin esas hakkında karar verilinceye kadar yürütmenin durdurulması yolunda verilen kararın kamu alacağının tahsilini durduracağı, esas hakkındaki karar ile tahsil işleminin durduğu yerden devam edeceği, sonra vatandaşa tebliğ ile iadeye hak kazanılacağından ödenen tutarın faizi ile birlikte iadesi için davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 10/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY :
2577 sayılı Kanun'un "Kararların Sonuçları" başlıklı 28. Maddesinde ez cümle: idari yargı kararlarının icaplarının idarece gecikmeksizin yerine getirilmesi gerektiği, aksi durumda kararı yerine getirmeyenlerin sorumluluklarının bulunduğu, idare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği ve yargı kararını yerine getirmeyenler hakkında suç duyurusunda bulunulabileceği, 2/7/2012 tarih ve 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesiyle değişik 6.maddesinde ise; tazminat ve vergi davalarında idarece, mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin ödeneceği, ancak mahkeme kararının davacıya tebliği ile banka hesap numarasının idareye bildirildiği tarih arasında geçecek süre için faiz işlemeyeceği, bu durumda; yukarıda zikredildiği üzere, Kanun'un açık ve amir hükmüne rağmen idarece yargı kararının yerine getirilmemesi halinde izlenecek prosedür açıkça düzenlenmiş iken, olayda davalı idarenin; davacı aleyhine verilmiş bir ilk derece Mahkemesi kararı üzerine kendiliğinden ödeme yapan davacının, temyiz aşamasında Danıştay ilgili Dairesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararının gereğinin yerine getirilmesi talebinin karşılanması bakımından hareketsiz kalmasının, bir idari işlem olarak nitelendirilme olanağı bulunmadığı dolayısıyla, idarenin söz konusu Danıştay Vergi Dava Dairesinin yürütmenin durdurulması kararının gereğinin yerine getirilmediğini belirterek iş bu madde hükmü uyarınca ödediği verginin gecikme faiziyle birlikte iadesinin reddi talebinin esasının incelenme olanağı bulunmadığından, iş bu davanın belirtilen gerekçeyle reddi gerekirken, esası hakkında verilen iş bu temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.