19. Hukuk Dairesi 2015/16741 E. , 2016/836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin, 2009 yılında davalı banka ile ticari kredi sözleşmesi yaptığını ve faiz karşılığı çeşitli krediler kullandığını, müvekkilinden bu sözleşme ilişkisi içerisinde 2011, 2012 ve 2013 yılları içerisinde farklı zamanlarda 9 adet işlemle toplam 6.457,50 TL "kredi tahsis ve değerlendirme ücreti" adı altında kesintiler yapıldığını, hukuken mesnetsiz olarak yapılan bu kesintilerin iadesi istemiyle müvekkilinin davalıya müracaat ederek iadesini istediğini, ancak davalı bankanın müvekkiline verdiği cevapta, sözleşme gereği bankanın her türlü masraf, ücret, komisyon ve gideri ihbarda bulunmaksızın uygulama hakkına sahip olduğu bildirilmiş olup, bu cevabın ne kadar keyfi bir uygulama olduğunu göstermekte olduğunu, bunun üzerine davalı banka aleyhine ... İcra Müdürlüğü" nün 2014/4159 sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, TBK" nın 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen "genel işlem koşulları" nın sadece tüketicilere değil, tüm gerçek ve tüzel kişilere, tacirlere de uygulanan maddeler olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davalı şirketin tacir olup, sözleşmedeki şartlardan haberi olmadığı ve sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde olduğunu sonradan fark ettiği yönündeki beyanlarına itibar edilemeyeceğini, tacirlerin basiretli davranması gerektiğini, TTK"nın 22. maddesi uyarınca tacir olan müvekkilinin yaptığı hizmet karşılığında ücret isteyebileceğini, ücretsiz hizmet sunmalarının düşünülemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı ile davalı banka arasında 2009 yılında ticari kredi sözleşmesi yapıldığı, davalı bankanın kredi karşılığında almış olduğu faizler dışında 2011, 2012 ve 2013 yılları içerisinde farklı zamanlarda toplamda 6.457,50 TL kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında kesintiler yaptığı, TBK" nın 21, 25. ve 26. maddeleri dikkate alındığında, sözleşmede belirlenen bedellerin miktarlarının ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmesi gerektiği, somut davada davalı beyanlarından anlaşılacağı üzere davacıdan alınan kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu adı altındaki ücret miktarlarının davalı banka tarafından tek taraflı olarak kararlaştırıldığı ve davacıdan tahsil olunduğu, bu durumun kredi kullanan aleyhine bir durum yarattığı ve TMK"nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu, tüm bunlar ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi" nin 18/06/2014 tarihli 2014/4867 E.-2014/11766 K. sayılı ilamı doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda, davalı bankanın yapılan icra takibine itirazının haksız olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, ... İcra Müdürlüğü" nün 2014/4159 sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin 6.457,50 TL asıl alacak miktarı yönünden kaldığı yerden devamına, İİK" nın 67/2. maddesi gereğince davacı tarafından talep olunan asıl alacak miktarının %20" si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde bir kısım itirazlarını ileri sürmüş ise de, sözkonusu dilekçe temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmiştir.
2- Yanlar arasındaki ticari kredi sözleşmesi 2009 yılında imzalanmıştır. Genel işlem koşullarını düzenleyen TBK ise 01.07.2012" de yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte ticari kredilerle ilgili genel işlem şartlarının uygulanacağına dair yasal düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemece, sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra yürürlüğe giren TBK"nun 21. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak, bu sözleşmeyi de kapsar şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.