Esas No: 2018/2547
Karar No: 2022/944
Karar Tarihi: 10.03.2022
Danıştay 13. Daire 2018/2547 Esas 2022/944 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/2547 E. , 2022/944 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/2547
Karar No:2022/944
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Bakanlığı
(... Yayıncılık Hizmetleri A.Ş.)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: "..." logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 7, 14 ve 21 Şubat 2015 tarihlerinde yapılan yayınlarda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ilkenin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle anılan Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 32.287,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (Üst Kurul) ...tarih ve ...sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; uyuşmazlığın çözümü için Mahkemenin 04/03/2016 tarihli ara kararı uyarınca uyuşmazlık konusu yayın üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve 24/06/2016 tarihinde Mahkeme kaydına giren bilirkişi raporunda özetle, görüntülerde Sungurlar adlı dizinin yer aldığı, dizinin saat 19.00 itibarıyla önceki haftanın özeti ile başladığı, 20.55 civarında ''7 yaş ve üzeri için uygundur'' ve ''Şiddet/korku/olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar'' koruyucu sembolleri ile yeni bölüme geçildiği, görüntülerde gazetecilerin öldürülmesi, çocukların bomba ile tehdit edilmesi, otobüsün çevrilmesi, kişinin giysisinin içine el bombası atma, fiziksel çatışma/boğuşma gibi sahneler belirlendiği, medya programlarında yer alan kahramanların veya katılımcıların sözleri ve davranışlarının çocukların modelleme yapmasına neden olabildiği, fakat programda geçen görüntüler ve eylemler niteliksel olarak açık ve belirgin olarak verilmediğinden çocuk ve gençler için zarar verecek düzeyde olamayacağının düşünüldüğü, ateş etme sahnelerinde sadece silahla vurma izlenimi verildiği, bedende zedelenme, kan, parçalanma gibi görüntüler verilmediği, kişinin gömleğine el bombası bırakılması sahnesinde patlama sırasında beden parçalanması ve kan vb. görüntüsü yer almadığı, boyun kırma sahnesinde ise iki kişi çatışırken boğuşma eylemi dışında boyun kırma vb. şiddet görüntüsüne rastlanılmadığı, ilgili dizideki görüntülerin 6112 sayılı Kanun'un 8 . maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl etmediği görüş ve kanaatlerine yer verildiği, davalı idarece anılan rapora itiraz edilmiş ise de, Mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği kanaatine varıldığı;
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, söz konusu programa ait yayın bandı ve bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu yayınlarda, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik bulunmadığı ve koruyucu semboller kullanıldığı anlaşıldığından, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle, anılan Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası gereğince idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Üst Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, dava konusu Üst Kurul kararında tekerrüre esas alınan 03/08/2011 tarihli yayını nedeniyle ...tarih ve ... sayılı toplantıda alınan ... no.lu Üst Kurul kararının iptali istemiyle .... İdare Mahkemesi'nin E:...sayılı dosyasında açılan davada, Mahkemenin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 02/04/2015 tarih ve E:2013/2197, K:2015/1335 sayılı kararıyla onandığı; 23/08/2011 tarihli yayını nedeniyle ... tarih ve ... sayılı toplantıda alınan ... no.lu Üst Kurul kararının iptali istemiyle ise dava açılmadığı ifade edilmiştir.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Mahkemenin kararına dayanak oluşturan bilirkişi raporunun hiçbir bilimsel inceleme ve değerlendirmeye dayanmadığı, raporun kendi içinde çelişkili olduğu, görüntülerin çocuk ve gençler üzerindeki etkisi incelenirken yayın saati konusunda herhangi bir inceleme yapılmadığı, bilirkişi raporunda programlarda yer alan kahraman veya katılımcıların söz ve davranışlarının çocuklar tarafından modelleneceği gerçeğinden bahsedildiği ve devamında ise yayında ihlâl olmadığı hususunda görüş bildirildiği, çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimleri açısından dava konusu programın yayın saatinin uygun olmadığı, Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik'te zararlı olabileceği varsayılan ve olumsuz örnek oluşturan yayınların 24.00 ila 05.00 arasındaki saat diliminde yayınlanacağının kurala bağlandığı, dava konusu dizide de şiddetin yoğun ölçüde kullanılmasının izleyicilerin şiddete karşı duyarsızlaşmasına, tehlike ve korku düzeyinin yükselmesine ve şiddetin kanıksanarak daha kabul edilebilir bir davranış olarak algılanmasına neden olacağı, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme neticesinde verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
"STV" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 7, 14 ve 21 Şubat 2015 tarihlerinde yapılan yayınlarda 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." kuralının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 32.287,00-TL idari para cezası verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 8. maddesinin 2. fıkrasında, "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlâkî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı hâller" başlıklı 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişi İncelemesi" başlıklı beşinci bölümünde yer alan "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266. maddesinde, mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği; ancak, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; "Bilirkişinin görev alanının belirlenmesi" başlıklı 273. maddesinde, mahkemenin bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında inceleme konusunun bütün sınırlarıyla açıkça belirlenmesine ve bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara ilişkin hususlara yer vermek zorunda olduğu; "Bilirkişinin haber verme yükümlülüğü" başlıklı 275. maddesinde, bilgisine başvurulan bilirkişinin kendisine tevdi olunan görevin uzmanlık alanına girmediğini mahkemeye bildirme yükümlülüğünün bulunduğu; "Bilirkişinin yetkileri" başlıklı 278. maddesinde, bilirkişinin görevini mahkemenin sevk ve idaresi altında yürüteceği, bilirkişinin görev alanı veya sınırları hakkında tereddüde düşerse, bu tereddüdünün giderilmesini her zaman mahkemeden isteyebileceği; "Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor" başlıklı 279. maddesinde, bilirkişi raporunun gerekçeli olması gerektiği, bilirkişinin hukuki değerlendirmelerde bulunamayacağı belirtilmiş; anılan maddenin gerekçesinde, bilirkişinin raporunu mahkemece belirlenen sınırlar dâhilinde tümüyle maddi vakıalara hasrederek kendisine yöneltilen somut soruları bilimsel dayanaklarını açık ve anlaşılır biçimde göstermek ve eksiksiz olarak cevaplandırmak suretiyle hazırlaması ve ayrıca raporunu kaleme alırken özel ve teknik bilgi bağlamında uzman kimliği bulunmayan hâkimin ve tarafların anlayabileceği kavramları ve terimleri kullanmaya özen göstermesi gerektiği vurgulanmış; "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinde, mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği; "Bilirkişinin oy ve görüşünün değerlendirilmesi" başlıklı 282. maddesinde ise, hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallara göre genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek rapor elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği; kural olarak bilirkişi raporunun hâkimi bağlamayacağı ve hâkimin raporu serbestçe takdir edeceği açıktır.
Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü için bahse konu yayına ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, Çocuk Ruh Sağlığı Uzmanı ile Sosyoloji Bölümü ve Okul Öncesi Eğitim Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden oluşan heyet tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda dava konusu yayın içeriğinin 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl etmediği görüşüne yer verildiği, anılan bilirkişi raporuna davalı idare tarafından itiraz edildiği, Mahkemece itirazın reddedilerek bilirkişi raporunun hükme esas alındığı ve davacı yayın kuruluşunun söz konusu yayın nedeniyle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl etmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Bilirkişi heyeti, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen sorulara cevap oluşturacak nitelikte ve görüşüne başvurulan hususu tam olarak açıklayıcı mahiyette bir rapor vermelidir. Somut duruma uygun olmayan ya da somut durum karşısında yetersiz kalan beyanlar, bilirkişi raporu olarak kabul edilmemelidir (ATALAY Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s.1940-1941).
Ayrıca, bilirkişi olarak seçilen kişi veya kişilerin, görüşüne başvurulan alanda uzman olması gerekir. Seçilen bilirkişilerin dava konusu bakımından uygun uzmanlık alanından seçilmesi de zorunludur (ATALAY Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s.1933).
Dava konusu işlemin tesis edilmesine sebep olan yayının 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasını ihlâl eder nitelikte olup olmadığının, başka bir anlatımla çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlâkî gelişimine zarar verme ihtimali bulunup bulunmadığının belirlenmesi özel bilgiyi gerektirmekte olup, Mahkemece bilirkişi raporu alınarak bir karar verilmesi gerektiği açıktır.
Her ne kadar Mahkemece bilirkişi raporu alınarak bir karar verilmiş ise de, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişiler arasında çocuk ruh sağlığı uzmanı ile sosyoloji bölümü ve okul öncesi eğitim ana bilim dalı öğretim üyelerinin bulunduğu görülmekte olup, dava konusu programda yer alan ihlâl yönünden ise çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile birlikte çocuk ve ergen psikoloğundan oluşan uzman kişilerin yer alacağı bilirkişi heyeti tarafından bir rapor hazırlanması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan bilirkişi raporunda yayın içeriklerinin 18 yaş altındaki çeşitli yaş gruplarında bulunanlar -örneğin, 0-7 yaş, 8-12 yaş, 13-15 yaş ve 18 yaş altındakiler- için ne gibi etkiler doğuracağının ayrı ayrı değerlendirilmediği, çocuk ve gençlerin tek bir grup gibi ele alınıp genel sonuçlar çıkarıldığı görülmektedir.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, "Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi ifade eder."; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca 20/11/1989'da kabul edilen, Ülkemiz tarafından 14/09/1990 tarihinde imzalanan, 09/12/1994 tarih ve 4058 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 27/01/1995 tarih ve 22184 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (Çocuk Haklarına Dair Sözleşme)'nin 1. maddesinde, " ...daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır" tanımlarına yer verilmiştir.
Mevzuatta yer alan "çocuk" kavramına ilişkin bu tanımlar doğrultusunda, yaş grupları bilimsel açıdan tasnif edilerek, çocukların yaş grupları itibarıyla somut ve soyut algılama ve görsel-işitsel içeriklerden etkilenme seviyelerinin yayın içeriği dikkate alınarak ayrı ayrı irdelenmesi, yayın içeriklerinin 18 yaş altındaki çeşitli yaş gruplarında bulunanlar -örneğin, 0-7 yaş, 8-12 yaş, 13-15 yaş ve 18 yaş altındakiler- için ne gibi etkiler doğurabileceğinin ayrı ayrı değerlendirilmesi, çocukların tek bir grup gibi ele alınarak değerlendirme yapılmaması gerekmektedir.
Zira, çocuk ve gençlerin yaş grupları itibarıyla somut ve soyut algılama ve görsel-işitsel içeriklerden etkilenme seviyelerinin farklılık gösterebileceği, başka bir anlatımla belli bir yaş aralığında bulunanların fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimi üzerinde olumsuz etkisi bulunmayan bir yayının başka bir yaş grubundaki çocuk ve gençlerin gelişimine zarar verme ihtimalinin bulunduğu açıktır.
Bu itibarla, dava konusu işlemde belirtilen ihlâlin konusunu oluşturan yayına ilişkin olarak çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile çocuk ve ergen psikoloğundan oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle yayın içeriklerinin çocuk ve gençler üzerindeki etkisinin yaş gruplarına göre bilimsel esaslara uygun şekilde değerlendirilmesine dayanan bir bilirkişi raporu düzenlendikten sonra karar verilmesi gerektiğinden, eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararda usûle uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 10/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.