Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Hırsızlığın yapıldığı aracın sol orta ve sol arka sürgülü cam dış yüzeyinden elde edilen iki adet avuç izinin APFİS veri tabanında sorgulanması sonucu suça sürüklenen çocuğa ait olduğunun tespit edildiği, dosyada mevcut olan tek delilin avuç izlerine ilişkin uzmanlık raporu olduğu, olayın meydana geldiği mahallede ikamet eden suça sürüklenen çocuğun aşamalarda alınan savunmasında, aynı mahallede oturduğu için geçerken araca dokunmuş olabileceğini, suçlamayı kabul etmediğini söylediğinin anlaşılması karşısında; avuç izlerinin ele geçirildiği yer aracın dış yüzeyinde bulunan sol orta ve sol arka sürgülü camlar olup burada her hangi bir şahsın avuç izine rastlanmasının mümkün olduğu, suça sürüklenen çocuğun da aynı mahallede oturduğu için geçerken araca dokunmuş olabileceğini söylediği, bu itibarla; dış yüzeyden elde edilen avuç izlerinin olayın sübutu noktasında oldukça yetersiz bir delil olup yargılamaya konu olayda başkaca bir delil de bulunmadığından, suça sürüklenen çocuğun beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; 2-Olay yeri inceleme raporuna göre; aracın kapı ve camlarının sağlam olduğunun, yine diğer yerlerinde herhangi bir olumsuzluk olmadığının belirtildiğinin anlaşılması karşısında, müştekiden aracı park etmeden önce kapı ve camlarını kilitleyip kilitlemediği sorularak sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.