Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10712
Karar No: 2022/1785
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10712 Esas 2022/1785 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10712 E.  ,  2022/1785 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2021/192-2021/407

    Dava, yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 16.11.1968 doğumlu davacının 01.11.1982-30.05.1995 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa Kapsamında, 18.09.1995 tarihinden 30.11.2018 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa kapsamında hizmetinin olduğu, 29.03.2017 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından ,tahsis talep tarihinde 11507 prim gün sayısı olduğu, ancak 506 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin 1090 gününün 18 yaşından önceki döneme ait olduğu gerekçesiyle emeklilik yaş hesabına katılamadığı bu nedenle 50 yaşa tabi olduğu bildirilerek davacının tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, 18 yaşını doldurmadan önceki 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin, 1479 sayılı Yasanın 35 ve devamı maddeleri ile Geçici 10. maddesine göre yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde nazara alınıp alınmayacağı noktasındadır.
    1479 sayılı Kanunun “kanunun amacı, sigortalı sayılanlar ve sayılmayanlar” başlıklı 24. maddesinde, 18 yaşını doldurmamış olanların, anılan Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları hüküm altına alınmıştır.
    506 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin (G) fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edileceği yönünde hüküm öngörülmüş olup, diğer taraftan anılan Kanunun geçici 54’üncü maddesinde; 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60’ıncı maddenin (G) fıkrası hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir.
    Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesi hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörmüştür.
    5510 sayılı Kanunun “506 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmün uygulanmayacağı belirtilmiştir.
    2829 sayılı Kanunun “Sigortalılık süresinin başlangıcı” başlıklı 6. maddesinde ''Kurumlardan herhangi birine ilk defa sigortalı olunan tarih, sigortalılık süresinin başlama tarihidir. Şu kadar ki; emeklilik veya yaşlılık aylığına hak kazanılıp kazanılmadığının tespitinde, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa 1425 sayılı Kanunla eklenen ek 7 nci madde kapsamına girenler hariç, 18 yaşından önce kurumlardan herhangi birine sigortalı olanların sigortalılık sürelerinin başlama tarihi, 18 yaşını doldurdukları tarih kabul edilir.'' düzenlemesine yer verilmiştir.
    Yukarıdaki düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, Bağ-Kur sigortalılıklarında, uzun veya kısa vadeli sigorta kolları yönünden sigortalılık süresi (primi ödenmiş gün sayısı) şartının bulunduğu ve buna göre sigorta başlangıcının bir önemi de olmadığından, 5510 sayılı Kanunun Geçici 6. maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı, 1479 sayılı Kanuna 24. maddesindeki 18 yaşını doldurmamış olanların anılan Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacaklarına ilişkin düzenlemenin de, sadece 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık durumunda geçerli olduğu, eldeki davada ise, davacının 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığından 18 yaşını doldurmadan önceki SSK sigortalılık süresinin de 2829 sayılı Kanun uyarınca birleştirilmesiyle 1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istediği, bu halde, davacının 18 yaşını doldurmadan önceki SSK sigortalılık süresinin, 1479 sayılı Yasanın 35 ve devamı maddeleri ile Geçici 10. maddesine göre, prim gün sayısı hesabında ve yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde nazara alınması gerektiği gözetilerek, tahsis şartlarının varlığı irdelenmelidir.
    Buna göre, 1479 sayılı Kanunun Geçici 10.maddesi uyarınca, davacının hangi tarihte yaşlılık aylığına hak kazanacağı hesaplanırken, 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar ödenen prim gün sayısı dikkate alınacağından, bu tarihe kadar primi ödenen ve sigortalılık süresi olarak değerlendirilen tüm süreler tespit edilerek toplam primi ödenen gün sayısı hesaplanıp ,davacının 25 tam yıl prim ödenme şartının tamamlanması için gerekli süre bulunarak, sigortalının hangi yaşta yaşlılık aylığına hak kazanacağı bu şekilde belirlenip tahsis koşullarının değerlendirilmesi gerektiği halde, önceki bozma ilamına yanlış anlam verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 14.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi