7. Hukuk Dairesi 2014/21265 E. , 2015/4949 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe İade
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 20.05.2005 tarihinde özürlü kadrosundan işe alındığını, 2009 yılından beri Temizlik İşleri Müdürlüğünde birim sorumlusu müdür olarak çalıştığını, rahatsızlığı nedeniyle gittiği sağlık kuruluşu tarafından 12.06.2014 tarihinde 30 günlük ve rahatsızlığının devamı nedeniyle 12.07.2014 tarihinde 30 günlük rapor verildiğini raporlu iken 25.07.2014 tarihli fesih bildirimi ile sözleşmesinin "verilen raporların istirahat amacıyla verilmiş olmasına rağmen rapor içeriğine uygun hareket edilmediği, siyasi faaliyetlerde bulunarak seçim çalışması yürüttüğü, sahibi olduğu işletme ile ilgili işleri takip ettiği" nedenleriyle feshedildiğini, istirahatına dair raporun kişinin yatağa bağlanması anlamında dar yorumlanamayacağını, feshin TİS hükümlerine ve yasaya uymadığını TİS"in 54. maddesinde "İşten çıkartma; iş akdinin feshedilmesidir. Bu cezaya ancak 3/4 çoğunlukla karar verilir. İşçinin yazılı savunmasının alınması ve her türlü delillerin toplanmasına karar verilmesi mutlak zorunludur. İşçinin yazılı savunması alınmadan verilen cezalar geçersizdir." hükmünün mevcut olduğunu, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan siyasi nedenle feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının rapor aldığı halde başka faaliyetlerde bulunduğunu, temin ettiği araç ile seçim çalışmalarına katıldığının fotoğrafı bulunduğunu, 25.07.2014 tarihli ... Gazetesinde de raporlu olduğu halde başka işler yaptığına dair haberin yer aldığını, haklı nedenle iş akdinin feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı kurumun iş yerinde uygulanan TİS"in sözleşmesinin 8. bölümünde Disiplin Hükümlerinin düzenlendiğini, bu bölümde yer alan 54. maddesinde Disiplin Kurulunun 6 kişiden oluşması ve çalışma usulleri ile disiplin cezalarının verilmesi için aranan şartların ayrıntılı düzenlenmiş olup, TİS 54/e-3"te "işten çıkarma; iş akdinin fesih edilmesidir. Disiplin Kurulunca bu cezaya ancak 3/4 çoğunlukla karar verilir" denilmekte, TİS"in 54/g-2"de ".....işçinin yazılı savunmasının alınması ve hür türlü delillerin toplanmasına imkan tanınması mutlak zorunludur. İşçinin yazılı savunması alınmaksızın verilen cezalar geçersizdir....." düzenlemesinin mevcudiyeti, gerek 4857 sayılı Yasa hükümleri gerekse yürürlükte bulunan TİS madde 54 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde fesih işleminin kanuna ve TİS düzenlenmelerine aykırı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
4857 sayılı İş Kanununun 25"nci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı işveren davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmesine rağmen TİS"teki haklı fesih prosedürlerine uymadığı gibi, davacının raporunun sahte olduğu konusunda bir iddiası ve tespit kararı bulunmamaktadır. Davacının iş sözleşmesi raporlu iken feshedilmiştir. Davacının yerel medyaya yansıyan görüntü ve habere göre raporlu olduğu dönemde kamu işçisi olduğu halde sokakta siyasi propaganda yaptığı anlaşılmıştır. Bu eylem haklı değil geçerli fesih nedeni oluşturur. Geçerli fesihte de işverenin TİS hükümlerine uymaması nedeniyle fesih tümüyle geçersiz hale gelmiştir. Bu nedenle Mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermiş olması isabetli olup davalı temyizi yerinde değildir.
4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 25. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu maddede sendikal neden halinde takdir edilecek tazminatın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği açıklanmıştır. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. Dairemiz yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır.
Dosya içeriğine göre davacının 9 yıllık kıdemi olduğundan işe başlatmama tazminatının 5 aylık ücret tutarında belirlenmesi gerekirken davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle davacı temyizi yerindedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca mahkeme kararı bozulup ortadan kaldırılmış ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 (beş) aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,50 TL harcın davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 108,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 18.03.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi