Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8140 Esas 2019/6440 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/8140
Karar No: 2019/6440
Karar Tarihi: 19.09.2019

Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8140 Esas 2019/6440 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenlediği iddia edilmiştir. Sanık, fatura düzenlemediğini ve bu işlemleri kayınpederi ve kayınpederinin arkadaşıyla birlikte çalıştığı işyerinde sekreter olarak çalışan kişilerin yaptığını savunmuştur. Mahkeme, sanığın savunmasını dikkate alarak, fatura düzenleme işlemlerinin gerçekleştiğini belirlemek üzere bazı araştırmalar yapılmasına karar vermiştir. Ancak, yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle verilen hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- Vergi Usul Kanunu
- TCK'nin 43. maddesi (zincirleme suçlar)
- TCK'nin 53. maddesi (iptal edilen hükümler)
- CMUK'nin 321. maddesi (bozma hükümleri)
11. Ceza Dairesi         2016/8140 E.  ,  2019/6440 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanığın “2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarını işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın, kayınpederi ... ve onun arkadaşı... isimli şahsın kendi adına şirket kurduklarını, işyerinde sekreter olarak çalıştığını, fatura düzenlemediğini savunması karşında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    a) Sanığın 2010 ve 2011 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının getirtilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını, ... ve... isimli şahsa ait olduğunu söylemesi halinde; Bu kişilerin CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri ve faturalar gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
    b) ...ve...da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya bu kişilere ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
    c) Faturalardaki yazı ve imzaların, bu kişilere ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
    d) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve bu kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
    cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 19.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.