Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5881
Karar No: 2019/4904
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5881 Esas 2019/4904 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, tapu iptali ve tescil talebi ile açılmıştır. Davacı, davalıya sahip olduğu 3 bağımsız bölümü satış yoluyla temlik ettiğini, ancak hile ile kandırıldığını ve temlikin geçersiz olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, taşınmazların inançlı işlem uyarınca kendisine devredildiğini savunmuştur. Mahkeme, davanın inançlı işlem olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak, dava dilekçesi ve iddianın hukuki nedeni hile olduğundan, mahkemenin yanılgılı değerlendirme yaptığı belirtilmiştir. Bu nedenle, temyiz itirazı kabul edilerek karar bozulmuştur. Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1. maddesi ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 28/1. maddesi referans gösterilerek, hile nedeniyle yapılan sözleşmelerin bağlayıcı olmadığı ve hilenin her türlü delille ispat edilebileceği vurgulanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2016/5881 E.  ,  2019/4904 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı vekili Avukat Zehra Pekacar geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerini davalı ..."ya satış yoluyla temlik ettiğini, ancak yaşlılığından faydalanılarak davalı tarafından hile ile kandırıldığını, bu nedenle temlikin geçersiz olduğunu, satış bedellerinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında davalı üzerindeki taşınmazların ... tarafından kayden satın alınması üzerine davasını adı geçene karşı devam ettirmiştir.
    Davalı ..., babası ile davacı arasında inançlı işlem bulunduğunu, taşınmazların da bu inançlı işlem uyarınca kendisine devredildiğini belirtip davanın reddini savunmuş; diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, taşınmazların devrinin inançlı işlemden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Ne var ki, mahkemece yapılan nitelendirmenin ve değerlendirmenin isabetli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
    Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada "hile" hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere hile(aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1.(818 sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili(makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca, tarafların bildirdiği tüm delillerin toplanması ve yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın inançlı işlem olarak nitelendirilip sonuca gidilmesi doğru değildir.
    Davacının, açıklanan nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi